Yemek & Sağlık
Sağlıklı cinsel ilişki için ipuçları!

Sağlıklı cinsel ilişki, yalnızca fiziksel değil, duygusal ve zihinsel bir bağın da kurulmasını gerektirir. Partnerler arasında sevgi, saygı ve güvenin olduğu bir ilişki, cinsel hayatın kalitesini artırır. İşte sağlıklı bir cinsel ilişki için dikkat etmeniz gereken önemli ipuçları:
1. İletişim
Sağlıklı bir cinsel ilişkinin temeli, etkili iletişimden geçer. Partnerinizle cinsel beklentilerinizi, isteklerinizi ve sınırlarınızı açıkça paylaşmalısınız. İletişim, karşılıklı olarak ne istediğinizi anlamanıza ve birbirinize karşı daha duyarlı olmanıza yardımcı olur.
İpuçları:
- İletişimde dürüst olun ve partnerinizin de açık konuşmasına fırsat verin.
- Hoşlandığınız ve hoşlanmadığınız şeyleri açıkça ifade edin.
- İletişimi sadece cinsel ilişki sırasında değil, günlük hayatta da sürdürün.
2. Konsantrasyon ve Anı Yaşama
Sağlıklı bir cinsel ilişki için konsantrasyon çok önemlidir. Partnerinizle beraber olduğunuzda, zihninizi o ana odaklamalısınız. Dışarıdan gelen stres ve sorunları bir kenara bırakmak, cinsel deneyiminizi daha tatmin edici hale getirecektir.
İpuçları:
- Cinsel ilişki öncesinde rahatlatıcı bir atmosfer yaratın.
- Telefonunuzu kapatın ve dikkatinizi partnerinize verin.
- Birlikte meditasyon yaparak zihninizi rahatlatmayı deneyin.
3. Cinsel Eğitim ve Bilinçlenme
Cinsel eğitim, sağlıklı bir cinsel hayatın önemli bir parçasıdır. Cinsellikle ilgili doğru bilgilere sahip olmak, yanlış inanışlardan ve korkulardan kurtulmanıza yardımcı olur. Kendinizi ve partnerinizi daha iyi tanıyarak cinsel hayatınızı geliştirebilirsiniz.
İpuçları:
- Güvenilir kaynaklardan cinsel sağlık ve cinsellik hakkında bilgi edinin.
- Partnerinizle cinsellikle ilgili öğrendiklerinizi paylaşın.
- Cinsel ilişki öncesi ve sonrası vücudunuzun nasıl tepki verdiğini gözlemleyin.
4. Cinsel Sağlığa Özen Gösterin
Cinsel sağlık, sağlıklı bir cinsel ilişkinin olmazsa olmazıdır. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmak ve hijyen kurallarına dikkat etmek, ilişkinizi daha güvenli ve tatmin edici hale getirir.

İpuçları:
- Düzenli olarak cinsel sağlık kontrolleri yaptırın.
- Prezervatif gibi korunma yöntemlerini kullanın.
- Cinsel sağlıkla ilgili bir sorun fark ettiğinizde bir uzmana başvurun.
5. Rızaya Saygı Gösterin
Rızaya saygı, sağlıklı cinsel ilişkinin temel taşıdır. Partnerinizin isteklerine ve sınırlarına saygı duymak, ilişkinizde karşılıklı güven ve saygının oluşmasına yardımcı olur.
İpuçları:
- Partnerinizin “hayır” demesine saygı gösterin ve bunu kişisel olarak algılamayın.
- Cinsel ilişkide karşılıklı olarak rızanın her zaman önemli olduğunu unutmayın.
- Partnerinizin fiziksel ve duygusal sınırlarına özen gösterin.

Sağlıklı Cinsel İlişki Süresi Nedir?
Sağlıklı cinsel ilişki süresi, partnerlerin karşılıklı tatminine bağlıdır ve belirli bir zaman dilimi yoktur. Ancak araştırmalar, çoğu çiftin 5-15 dakika arasında bir cinsel ilişkiyi ideal bulduğunu gösteriyor. Bununla birlikte, ön sevişme, cinsel birleşme ve sonrasındaki sarılma gibi anlar da cinsel ilişki süresinin bir parçası olarak değerlendirilmelidir.
Sağlıklı Cinsel İlişki Süresi Hakkında Bilmeniz Gerekenler
- Ön sevişme süresinin uzunluğu, cinsel ilişkiyi daha tatmin edici hale getirebilir.
- Her çiftin cinsel ilişki süresi ve temposu farklıdır; bu konuda kendinizi veya partnerinizi yargılamayın.
- Önemli olan cinsel ilişkinin süresi değil, her iki tarafın da tatmin olması ve kendini iyi hissetmesidir.
Sonuç
Sağlıklı bir cinsel ilişki, iki tarafın da mutlu ve tatmin olduğu, güvene ve saygıya dayalı bir deneyimdir. İletişim, cinsel eğitim, sağlıklı alışkanlıklar ve rızaya saygı göstererek cinsel hayatınızı daha kaliteli ve tatmin edici bir hale getirebilirsiniz.
Unutmayın, her ilişki özeldir ve önemli olan sizin ve partnerinizin mutlu ve sağlıklı olmasıdır.

Yemek & Sağlık
Deja Vu Nedir? Bilinçaltımızdan Gelen Şaşırtıcı Bir Mesaj mı?

Hayatınızın bir anında, daha önce hiç bulunmadığınız bir yerde kendinizi sanki o anı daha önce yaşamış gibi hissettiniz mi? İşte bu garip ve gizemli his, bilim dünyasında “deja vu” olarak adlandırılır. Peki, deja vu nedir? Gerçekten geçmişten gelen bir mesaj mı, yoksa beynimizin küçük bir oyunundan mı ibaret?
Deja Vu Nedir? Kısaca Tanımı
Deja vu nedir, Fransızca’da “zaten görülmüş” anlamına gelen bir ifadedir. Kişi, yaşadığı bir anı daha önce deneyimlemiş gibi hisseder. Ancak bu deneyimin ne zaman ve nerede gerçekleştiğini hatırlayamaz. Genellikle birkaç saniye sürer ve kişi, bu durumun gerçekliğini sorgularken kendini hafif tedirgin hissedebilir.
Bilim insanları deja vu’yu beynin kısa süreli hafıza ile uzun süreli hafıza arasında oluşan geçici bir “kısa devre” olarak açıklamaktadır. Bu, beynin yeni bir bilgiyi geçmişte yaşanmış gibi algılamasına neden olur.
Deja Vu Neden Meydana Gelir?
Deja vu’nun kesin nedeni hâlâ tartışmalıdır, ancak en yaygın kabul gören bilimsel açıklamalar şunlardır:
- Nörolojik nedenler: Beynin hipokampus ve temporal lob bölgelerinde oluşan sinyal karışıklıkları, deja vu hissine yol açabilir. Özellikle epilepsi hastalarında sıkça raporlanır.
- Yorgunluk ve stres: Aşırı yorgunluk, zihinsel bulanıklık ve yoğun stres altında beyin, bilgiyi işleme sürecinde hata yapabilir.
- Dikkat eksikliği: İlk anda algılanamayan bir görüntü veya bilgi, birkaç saniye sonra fark edildiğinde “zaten görmüştüm” hissi yaratabilir.
- Bilgi çakışması: Beyin, geçmişte izlenen bir film sahnesi veya okunan bir kitabı anımsayarak mevcut anı ile eşleştirebilir.
Deja Vu Ne Kadar Sık Görülür?
Araştırmalar, insanların yaklaşık %60-70’inin hayatlarında en az bir kez deja vu deneyimi yaşadığını ortaya koymaktadır. Özellikle 15–25 yaş arası bireylerde daha sık görülmektedir. Bunun nedeni, genç bireylerin daha aktif bir hafıza ve hayal gücüne sahip olması olabilir.

Deja Vu ve Sağlık Arasındaki Bağlantı
Deja vu nedir sorusuna verilen yanıtlardan biri de sağlığımızla ilgilidir. Bu his genelde zararsızdır. Ancak sık sık tekrar ediyorsa, özellikle baş dönmesi, baş ağrısı veya bilinç kaybı gibi semptomlarla birlikte geliyorsa bir nöroloji uzmanına başvurmak önemlidir. Çünkü bu durumlar bazı epileptik bozuklukların ya da diğer nörolojik sorunların belirtisi olabilir.
Psikolojik Açıdan Deja Vu
Bazı uzmanlar deja vu’yu sadece biyolojik değil, aynı zamanda psikolojik bir fenomen olarak da değerlendirir. Bastırılmış anılar, geçmişte yaşanan travmalar ya da bilinçaltına atılan bilgiler, bazı tetikleyicilerle yeniden gün yüzüne çıkabilir. Bu durum da deja vu hissini güçlendirebilir.
Deja Vu Yaşadığınızda Ne Yapmalısınız?
Her deja vu anı bir sağlık sorununa işaret etmez. Ancak bu hissi yaşadığınızda kendinize şu soruları sormak faydalı olabilir:
- Son zamanlarda yeterince uyudum mu?
- Stres seviyem ne durumda?
- Bu hissi ne kadar sıklıkla yaşıyorum?
Bu sorulara verdiğiniz yanıtlar, yaşadığınız hissin olağan mı yoksa dikkat edilmesi gereken bir durum mu olduğunu anlamanıza yardımcı olabilir.
Sonuç: Deja Vu Nedir ve Ne Anlama Gelir?
Deja vu nedir, sorusunun cevabı kişiden kişiye değişebilir. Kimileri için sadece ilginç bir bilinç oyunu, kimileri içinse metafizik bir mesaj olarak değerlendirilebilir. Ancak bilimsel gerçeklik, deja vu’nun çoğunlukla beynimizin hafıza mekanizmalarındaki küçük çaplı senkronizasyon hatalarından kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Bu deneyim her ne kadar kısa süreli olsa da, insanın varoluşunu ve bilincini sorgulamasına neden olabiliyor. Bu yönüyle deja vu, sadece bir nörolojik durum değil; aynı zamanda felsefi bir tartışmanın da kapılarını aralıyor.

Deja Vu Hissini Nasıl Yorumlamalıyız?
Deja vu, her ne kadar tıbbi ya da bilimsel bir açıklaması olan bir durum gibi görünse de, insan zihninin sınırlarını merak edenler için oldukça ilgi çekici bir konudur. Bazıları bu anları geçmiş yaşamlardan izler olarak yorumlarken, kimileri rüyaların bir tür yansıması olduğunu düşünür. Ancak önemli olan, bu hissi yaşarken paniğe kapılmadan zihinsel durumumuzu gözlemleyebilmek. Düzenli uyku, sağlıklı bir yaşam tarzı ve stres kontrolü, deja vu sıklığını azaltmada etkili olabilir. Eğer bu durum sıklaşıyorsa ve günlük hayatınızı etkilemeye başlıyorsa, bir uzmana başvurmak en sağlıklı adım olacaktır. Unutmayın, beynimiz hala tam anlamıyla çözülememiş bir evren kadar gizemli. Bu gizemli hissin ardındaki sır perdesi aralandıkça, insan zihninin ne kadar derin ve karmaşık olduğu bir kez daha ortaya çıkıyor.
Yemek & Sağlık
Deprem Anında Hayat Kurtaran Bilgiler: Depremde Ne Yapılmalı, Sonrasında Neler Yapılmalı?

📅 30 Haziran 2025 | Güncel Afet Bilgilendirmesi
Türkiye’nin en önemli gerçeklerinden biri olan deprem gerçeği, sadece Marmara değil, tüm ülke genelinde milyonlarca insanın doğrudan karşılaşabileceği bir afet tehdididir. Bu nedenle “depremde ne yapılmalı?” sorusu, her vatandaşın cevabını çok iyi bilmesi gereken bir sorudur. Bilinçli bireyler, yalnızca kendi yaşamlarını değil, sevdiklerinin hayatını da kurtarabilir. Bu yazımızda, deprem öncesi, anı ve sonrası için uygulanması gereken adımları detaylıca ele alıyoruz.
📍 Deprem Öncesinde Hazırlık Şart
Uzmanlar, “depremde ne yapılmalı” sorusunun ilk yanıtının hazırlıklı olmak olduğunu söylüyor. Deprem sırasında panik yapmamak ve doğru adımları atabilmek, ancak önceden yapılan hazırlıklarla mümkün olur. Peki bu hazırlıklar neler?
- Deprem çantası hazırlayın. İçerisinde su, kuru gıda, fener, yedek piller, ilk yardım seti, düdük, yedek kıyafet, hijyen ürünleri ve kimlik fotokopileri bulundurulmalı.
- Mobilyaları sabitleyin. Evdeki dolap, raf, televizyon gibi devrilme riski olan eşyaları sabitleyin.
- Toplanma alanınızı öğrenin. E-devlet üzerinden mahallenize en yakın AFAD toplanma alanını kontrol edin.
- Aile afet planı yapın. Aile bireyleri ile bir acil durum planı hazırlayın ve herkesin uygulayabileceğinden emin olun.
🔴 Deprem Anında Ne Yapılmalı?
Sarsıntı başladığında panik yapmak, en büyük tehlikelerden biridir. Bu anda yapılması gereken temel hareket, “Çök-Kapan-Tutun” kuralına göre davranmaktır. İşte adım adım deprem sırasında yapmanız gerekenler:
- Çökün: Diz çökerek kendinizi olabildiğince küçültün.
- Kapanın: Başınızı ve boynunuzu koruyacak şekilde kapanın.
- Tutunun: Sağlam bir nesneye tutunarak düşmemeye çalışın.
Pencere kenarlarından, devrilebilecek eşyalardan, merdivenlerden ve asansörlerden kesinlikle uzak durun. Dışarıdaysanız açık bir alanda durun. Bina yakınından, direklerden ve ağaçlardan uzaklaşın. Araçtaysanız durun, kemerinizi takın ve araç içinde kalın.

🕒 Deprem Sonrası İlk Dakikalar
Deprem sona erdiğinde tehlike bitmiş olmaz. Çünkü hasar görmüş binalar çökebilir, gaz kaçağı veya elektrik yangınları yaşanabilir. “Depremde ne yapılmalı?” sorusunun cevabı burada da devam ediyor:
- Gaz, su ve elektrik vanalarını kapatın.
- Etraftaki yaralılara yardım edin, ancak yerinden oynamış kişilere dikkatli müdahale edin.
- Cep telefonunuzu gereksiz kullanmayın. Acil yardım hatları meşgul olmamalı.
- Binanız ağır hasar aldıysa asansör kullanmadan dışarı çıkın.
- Artçı sarsıntılar yaşanabileceği için dikkatli olun, güvende olduğunuzdan emin olmadan binaya dönmeyin.
🏞 Toplanma Alanları Nerede?
AFAD ve yerel belediyeler tarafından belirlenen toplanma alanları, deprem sonrası vatandaşların güvenli şekilde toplanabileceği açık alanlardır. E-Devlet sistemi üzerinden kendi adresinize en yakın toplanma noktası bilgisine ulaşabilirsiniz.
Bu alanlarda yardım ekipleri toplanır, temel ihtiyaçlar karşılanır ve bilgi akışı sağlanır. Eğer toplanma alanınız yoksa en yakın açık spor alanı, okul bahçesi ya da park gibi alanlara yönelmeniz önerilir.

🔋 Acil Şarj ve Haberleşme Hizmetleri
Deprem sonrasında en büyük sorunlardan biri de iletişimdir. GSM operatörleri aşırı yüklenmeden dolayı çalışmayabilir. Bu nedenle cep telefonları yalnızca acil durumlar için kullanılmalı, düşük güç modunda tutulmalıdır. Belediyeler ve özel firmalar tarafından kurulan acil mobil şarj istasyonları, özellikle büyük şehirlerde kritik öneme sahiptir.
Ankara, İstanbul, İzmir, Bursa gibi şehirlerde belirlenen toplanma noktalarına güneş enerjili mobil şarj üniteleri yerleştirilmiştir. Bu alanlardan vatandaşlar ücretsiz olarak yararlanabiliyor.
👨👩👧 Psikolojik Hazırlık da Şart
Deprem sadece fiziksel değil, psikolojik anlamda da büyük bir travmadır. Özellikle çocuklar, yaşlılar ve engelli bireyler için bu süreç çok daha zorlu geçebilir. Aileler, çocuklarına depremi oyunlaştırarak anlatmalı, onları korkutmadan eğitmeli. Psikolojik ilk yardım uygulamaları da unutulmamalıdır.
“Depremde ne yapılmalı?” sorusu aslında yaşamın her alanına yayılan bir bilinçtir. İş yerlerinde, okullarda, kamu alanlarında yapılacak düzenli tatbikatlar bu bilincin yerleşmesini sağlar.
📊 Sonuç: Bilgi Hayat Kurtarır
Türkiye gibi bir deprem ülkesinde yaşarken “depremde ne yapılmalı?” sorusuna verilecek yanıtlar hayat kurtarır. Bu yüzden deprem bilinci, sadece afet anında değil, her an hazır olunması gereken bir sorumluluktur. Unutmayın, hazırlıklı olmak panikten daha güçlüdür.
Haberler
Anoreksiya hakkında bilinmeyenler! Nihal Candan’ın Vefatına Yol Açan Anoreksiya Nedir?

Sosyal medya fenomeni ve televizyon dünyasının tanınan isimlerinden biri olan Nihal Candan, uzun süredir mücadele ettiği ciddi bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nedeniyle hayatını kaybetti. Bu acı kayıp, birçok kişinin bu hastalık hakkında yeniden düşünmesine neden oldu. Peki, anoreksiya nedir, nasıl gelişir ve neden bu kadar tehlikelidir?
Genç yaşta gelen büyük trajedi
Nihal Candan, kardeşi Bahar Candan ile birlikte uzun yıllardır ekranların dikkat çeken yüzlerinden biriydi. Moda programlarıyla ün kazanan ve sosyal medya içerikleriyle geniş bir kitleye ulaşan Nihal, son dönemlerde yaşadığı sağlık problemleriyle gündeme gelmişti.
Özellikle cezaevi sürecinden sonra aşırı kilo kaybı yaşayan Candan, yakın çevresi tarafından ciddi bir yeme bozukluğuyla mücadele ettiği yönünde uyarılmıştı. Yapılan tetkikler sonucunda ona “anoreksiya nervoza” teşhisi kondu. Ne yazık ki bu teşhis çok geç konulmuştu.
Peki, anoreksiya nedir?
Anoreksiya, tıbbi adıyla anoreksiya nervoza, kişinin beden algısında bozulmalar yaşamasıyla başlayan ve aşırı zayıflama isteğiyle yemek yemeyi reddetme gibi davranışlara yol açan psikolojik bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya hastaları genellikle aynaya baktıklarında kendilerini olduklarından çok daha kilolu görürler ve bu algı sapması onları aç kalmaya, yemeklerden kaçınmaya ve hatta bazen aşırı egzersiz yapmaya iter.

Bu hastalık sadece fiziksel değil; psikolojik etkileriyle de son derece yıkıcıdır. Depresyon, özgüven eksikliği, sosyal izolasyon ve kaygı bozuklukları gibi ruhsal sorunlarla birlikte ilerler.
Anoreksiya belirtileri nelerdir?
- Aşırı kilo kaybı ve sürekli zayıf kalma arzusu
- Yiyeceklerden kaçınma, yemek yememe
- Sürekli diyet yapma ve kalori hesaplama
- Soğuk havaya karşı aşırı hassasiyet
- Saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma
- Kadınlarda adet döngüsünün kesilmesi
- Konsantrasyon eksikliği ve yorgunluk
- Kendini sürekli şişman hissetme
Nihal Candan’ın çevresindekiler de bu belirtileri sıkça gözlemlediklerini dile getirmişti. Ancak çoğu anoreksiya hastasında olduğu gibi, kişi bu hastalığı kabul etmiyor ve yardım almak istemiyor.
Tedavi edilmezse ne olur?
Anoreksiya tedavi edilmediğinde hayati tehlike doğurabilecek sonuçlar doğurabilir. Kalp ritm bozuklukları, tansiyon düşüklüğü, organ yetmezliği ve kas erimesi gibi fiziksel komplikasyonlar yaşanabilir. Uzmanlara göre, en yüksek ölüm oranına sahip olan psikolojik hastalıkların başında gelmektedir.
Nihal Candan da tedavi sürecine geç kalınan örneklerden biri oldu. Son dönemde vücut ağırlığı 25 kilograma kadar düşmüş, yaşamsal organ fonksiyonlarında ciddi bozulmalar başlamıştı. Anoreksiya, yalnızca zayıf kalma arzusu değil; ölümcül bir hastalıktır.
Sosyal medya ve toplumsal baskının rolü
Uzmanlara göre anoreksiya hastalığının artışında sosyal medya büyük bir rol oynuyor. İnceliğin güzellik standardı haline gelmesi, estetik kaygılar, filtreli fotoğraflar ve mükemmel görünme baskısı, gençleri bu tuzağa sürüklüyor.
Nihal Candan da yıllardır kamuoyunun gözü önünde yaşayan biri olarak bu baskılara maruz kalmış olabilir. Sürekli güzel görünme ihtiyacı, kameralar karşısında kusursuz olma arzusu ve toplumsal beklentiler, onun psikolojik olarak yıpranmasına yol açmış olabilir.

Aileler ne yapmalı?
Anoreksiya hastalığında en önemli şey erken teşhistir. Aileler, çocuklarında kilo takıntısı, yemek yeme reddi, sürekli diyet yapma gibi davranışlar gözlemlediklerinde bir uzmana başvurmalıdır. Bu hastalık bireysel mücadeleyle atlatılamaz; psikiyatri, psikoloji ve beslenme uzmanlarının bir arada çalışması gerekir.
Nihal Candan’ın ardından
Nihal Candan’ın hayatını kaybetmesi, sadece bir bireyin kaybı değil, aynı zamanda bir toplumsal uyarı niteliği taşıyor. Bu hastalık gibi sessiz ilerleyen ve çoğu zaman göz ardı edilen hastalıkların ne kadar ölümcül olabileceğini hepimize bir kez daha gösterdi.
Onun trajedisi, belki de birçok gencin bu konuda farkındalık kazanmasına vesile olacaktır. Nihal Candan’ın adı artık sadece ekranlardaki enerjik görüntüsüyle değil, aynı zamanda bir farkındalık sembolü olarak da hatırlanacak.
Peki siz bu hastalık hakkında ne düşünüyorsunuz? Çevreniz de bu hastalığa yakalanan veya yakalanmaya yatkın olan insanlar var mı? Her şeyden önce sağlık gelir. Sağlığınıza dikkat etmezseniz, ne kadar popüler olursanız olun, ne kadar paranız olursa olsun hepsi boş. Sizlere sağlıklı mutlu günler dileriz.
-
Haberler3 hafta ago
Anoreksiya hakkında bilinmeyenler! Nihal Candan’ın Vefatına Yol Açan Anoreksiya Nedir?
-
Kadın ve Moda2 hafta ago
Fenerbahçe Kutlamasını Sallayan Mecnun Giasar Kimdir? Hande Yener’le Sahneye Çıkınca Sosyal Medya Çalkalandı!
-
Yemek & Sağlık3 hafta ago
Türkiye’nin En İyi Pizzacıları Avrupa Listesinde! Bu Lezzetler İtalya’yı Bile Kıskandırdı
-
Seyahat3 hafta ago
2025 yaz tatili önerileri
-
Yemek & Sağlık3 hafta ago
2025’in En Sağlıklı Beslenme Trendi: Mavi Bölge Diyeti Neden Bu Kadar Popüler Oldu?
-
Spor2 hafta ago
Lyon Küme Düştü mü? Fransa Ligi Devinden Şok Karar!
-
Kültür-Sanat2 hafta ago
Sezen Aksu’dan Gönülleri Dağlayan Albüm: “Paşa Gönül Şarkıları” Yayınlandı!
-
Teknoloji3 hafta ago
Yapay Zekâ 2025’te Nerede? Yeni Teknoloji Dalgası Hangi Sektörleri Dönüştürüyor?