Haberler
Güllü kimdir? 52 yaşındaki sanatçı yaşamını yitirdi: Oğlundan “intihar değil, kaza” açıklaması.
Arabesk–fantezi müziğin sevilen sesi Güllü (Gül Tut), Yalova’da 5. kattaki evinin balkonundan henüz belirlenemeyen bir nedenle düşerek 52 yaşında hayatını kaybetti. Olayın ardından bölgeye sevk edilen sağlık ve emniyet ekipleri, sanatçının yaşamını yitirdiğini tespit etti. Cenazesi, Yalova Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna kaldırıldı. Acı haberi sanatçının oğlu sosyal medya hesabından duyurdu ve dolaşıma giren “intihar” iddialarını kesin bir dille yalanladı: “Bu gece yaşanan elim bir kaza sonucu annemi kaybettik. Sosyal medyadaki intihar haberleri asılsızdır. Cenaze ile ilgili gelişmeleri paylaşacağım. Başımız sağ olsun.”
Olayın ardından mahallede hüzün: “Kendi halinde, zararsız bir komşuydu”
Sanatçının komşusu Halit Becergen (73), gazetecilere yaptığı açıklamada “Yaklaşık 1,5 yıldır komşuyduk. İyiydi, kendi halinde, zararsızdı; sanatçıydı zaten. Allah taksiratını affetsin, geride kalanlara sabır versin.” dedi. Yalova esnafından Sezgin Kaya ise üzüntüsünü “İyi bir insan ve iyi bir sanatçıydı. Esnaf tarafından sevilirdi; akşamdan beri hiç uyumadık. Allah sevenlerine sabır versin.” sözleriyle paylaştı.
Emniyet birimleri olayla ilgili adli soruşturmanın sürdüğünü, ölümün kesin sebebinin otopsi raporuyla netleşeceğini bildirdi. Oğlunun beyanı doğrultusunda aile, sürecin “kazaya bağlı” yürütülmesini istiyor ve kamuoyundan spekülasyondan kaçınılmasını rica ediyor.
“Güllü kimdir?”: Kasımpaşa’dan sahnelere uzanan bir ömür
Gerçek adı Gül Tut olan sanatçı, 15 Ekim 1973’te İstanbul–Beyoğlu/Kasımpaşa’da dünyaya geldi. Roman kökenli bir aileden gelen Güllü, müzikle kurduğu ilişkiyi hiçbir zaman sadece “meslek” olarak görmedi; çocuk yaşlardan itibaren düğün salonlarında ve gece kulüplerinde söylediği şarkılarla çevresinde adını duyurmaya başladı. 1990’ların başında kaset ve televizyon dünyasının hızla büyüdüğü, arabesk–fantezi hattında güçlü kadın seslerin sahnede daha görünür olduğu bir dönemde dikkat çekti.
Onu geniş kitlelere taşıyan kırılmalardan biri, Roman havalarını sahici bir enerji ve güçlü bir yorumla icra etmesiydi. Güllü’nün repertuvarı, içli arabesk duygusunu hareketli Roman ritimleriyle bir araya getiriyor; kalabalık düğün salonlarından ekran başındaki milyonlara uzanan bir “karnaval hüzün” atmosferi yaratıyordu. Bu sentezin en bilinen örneklerinden “Balıkesir Bandırma”, sahnelerde büyük bir hit oldu; sanatçının hem konserlerde hem televizyon programlarında en çok istenen eserlerinden biri haline geldi.

90’ların sahne kültürü ve Güllü’nün yeri
1990’lar, Türkiye’de müzik sektörünün kaset–CD satışları, televizyon eğlence programları ve pazar günleri yayınlanan “uzun” müzik kuşaklarıyla büyüdüğü yıllardı. Gazino ve televizyon geçişkenliği, fantezi–arabesk yorumcular için eşsiz fırsatlar sunuyordu. Güllü, tam da bu ortamda, sıcakkanlı sahne dili, coşkulu yorum gücü ve seyirciyle kurduğu birebir bağ sayesinde öne çıktı.
Sahneye çıktığında yalnızca şarkı söylemiyor; hikâyeler anlatıyor, dinleyicinin masasına konuk oluyordu sanki. Roman müziğinin kıvraklığı ile arabeskin iç döküşü, Güllü’nün sesinde çekişmeden, yan yana akıyordu. Bu sayede hem düğün–dernek coşkusunu arayanlar, hem de türün duygusal damarını sevenler Güllü’de kendine bir pay buluyordu.
Medyanın ve kamuoyunun ilgisi, ne yazık ki dönemin birçok kadın sanatçısı gibi Güllü’nün de özel yaşamına sıkça yöneldi. Evlilikleri, boşanmaları, özellikle kilo mücadelesi magazin gündeminde çok yer etti. 2017’de geçirdiği tüp mide ameliyatı sonrası verdiği kilolar, sanatçının kendine daha iyi bakma kararlılığının bir parçasıydı. Ancak o, izleyicisinin gözünde tüm iniş–çıkışların ötesinde “sahnede gerçek” kalan bir isim olarak hafızalara kazındı.

Müziğinin dili: Kırılganlık, neşe ve meydan okuma
Güllü’nün yorumculuğu, iki karşıt duyguyu aynı anda taşıyabilmesiyle özgündü: kırılganlık ve meydan okuma. Bir yanda “kader”le pazarlık eden, yarasını saklamayan sözler; öte yanda o yarayı düğüne çeviren ritimler… Güllü’nün sahnesi bu yüzden “kederli bir şenlik” gibiydi. Roman havalarıyla kadın anlatısı arasında kurduğu köprü, onu yalnızca bir solist değil, aynı zamanda kültürel bir hikâye anlatıcısı yapıyordu.
Repertuvar seçimleri de bunu destekliyordu: dinleyeni bir an “oyuna” kaldırıp hemen ardından içli bir uzun havaya bırakabilen esnek bir akış. Bu ahenk, Güllü’nün yıllarca düğünler, açık hava konserleri, televizyon çekimleri arasında yüksek temposunu korumasını sağladı. Her yerde aynı “yakınlık” hissini verebilmek kolay değildir; Güllü bunu başardı.
“Bir anne, iki çocuk”: Sahnenin ötesindeki hayat
Güllü, iki çocuk annesiydi. Uzun yıllar boyunca hem sahnenin getirdiği yoğun tempoya yetişmeye çalıştı, hem de anneliğin sorumluluklarını taşıdı. Yakın çevresinin anlattığına göre aile bağına düşkün, “iş bitince ev” diyen, özel alanını sakınan bir karakterdi. Magazin haberlerinde sıkça adı geçse de odağını, imkânı oldukça, müziğe ve ailesine çevirmeye gayret etti.
Zaman içinde İstanbul dışına taşınma ve daha sakin bir hayat kurma düşüncelerini dillendirmişti. Yalova’ya yerleşmesinde de bu “daha dingin bir ritim” arayışının payı olduğu konuşuluyordu. Komşularının “kendi halinde” diye tarif ettiği günler ne yazık ki ani ve acı bir kazayla son buldu.
Ardından kalanlar: Şarkılar, anılar ve bir dönem fotoğrafı
Her sanatçının ardından eserleri kalır. Güllü söz konusu olduğunda, geride kalan yalnızca şarkılar değil; 1990’lar Türkiye’sinin müzik televizyonları, kaset kapakları, düğün salonu anonsları, istek parçalar ve pazar matinesi kültürünün canlı bir fotoğrafıdır. Onu sahnede bir kez izleyenlerin belleğinde, “mikrofonu bırakıp ritme karıştığı”, “masalara eğilip dinleyiciyle şakalaştığı” anlar uzun süre silinmeyecek.
Arabesk–fantezi hattında kadınların görünürlüğü, çoğu zaman önyargılarla ve beden politikalarıyla birlikte anıldı. Güllü, tüm bu dalgalanmalara rağmen sesiyle ve sahnedeki ısrarıyla var oldu. Sektörün “hızlı tüketen” doğasına karşın şarkılarının hâlâ istek listelerinde dönüyor olması, onun mekâna ve zamana sızan etkisini gösteriyor.

“İntihar değil, kaza”: Aileden net çağrı
Sanatçının oğlu, acı haberi duyururken “intihar” iddialarının asılsız olduğunun altını çizdi ve kamuoyunu hassasiyete davet etti. Bu çağrı, özellikle sosyal medya ortamında hızla yayılan kontrolsüz bilgi akışının acıları büyütmemesi için önemli. Aile, cenaze ve defin programını ayrıca paylaşacak. Sevenleri, “huzurlu bir uğurlama” için spekülatif paylaşımlardan kaçınılmasını istiyor.
Veda ve teşekkür
Bir sanatçının vedası, onunla büyüyenler için kişisel bir kayıp gibidir. Güllü, pek çok insanın hayatına düğün neşesi, şenlikli bir ritim, kimi zaman da göğüste sızlayan bir söz olarak dokundu. Ardında Roman müziğinin enerjisini arabesk duygusuyla buluşturan bir yorum mirası bırakıyor.
Sahnede eğip bükmeden, “olduğu gibi” duran bir kadın sesiydi. Işıklar içinde uyusun.
https://pinek.net/japonyanin-orta-cagdaki-zorlu-yasam-kosullari
Kısa Biyografi – “Güllü kimdir?”
- Gerçek adı: Gül Tut
- Doğum: 15 Ekim 1973, İstanbul–Beyoğlu/Kasımpaşa
- Köken: Roman
- Tür: Arabesk–Fantezi, Roman havaları
- Kariyer başlangıcı: Çocuk yaşlardan itibaren düğün salonları ve gece kulüpleri
- Öne çıkan eser: “Balıkesir Bandırma” başta olmak üzere Roman ağırlıklı hit şarkılar
- Özel hayat: İki çocuk annesi; 2017’de tüp mide ameliyatı ile önemli kilo kaybı
- Vefat: Eylül 2025, Yalova – 5. kat balkonundan düşme sonucu kaza; emniyet ve sağlık ekiplerince olay yerinde hayatını kaybettiği belirlendi
- Cenaze: Program aile tarafından ayrıca duyurulacak.
Haberler
Cloudflare çöktü: Küresel internet trafiği neden bir anda kilitlendi?
X, ChatGPT ve birçok popüler siteye erişim sorunları, internetin görünmeyen omurgasının ne kadar kırılgan olduğunu bir kez daha gösterdi.
18 Kasım 2025’te öğle saatlerinden itibaren dünya genelinde milyonlarca kullanıcı, sıkça ziyaret ettikleri web sitelerine girmekte zorlanmaya başladı. Sayfalar açılmıyor, “500 Internal Server Error” hataları artıyor, kimi uygulamalar hiç yanıt vermiyor, kimi de dakikalarca yükleniyor ama sonuç alınamıyordu. İlk başta kullanıcılar sorunun kendi internet servis sağlayıcılarında ya da cihazlarında olduğunu düşünse de kısa süre içinde tablo netleşti: Sorunun merkezinde, dünyanın en büyük internet altyapı sağlayıcılarından Cloudflare vardı.
Cloudflare neden bu kadar kritik?
Cloudflare, basitçe anlatmak gerekirse, internette gezdiğiniz sayfaların önemli bir kısmına “arka planda” dokunan dev bir ağ.
- Web sitelerine DDoS koruması,
- Güvenlik duvarı,
- CDN (içerik dağıtım ağı),
- DNS çözümleme
gibi hizmetler sunuyor.
Milyonlarca site – aralarında X (eski adıyla Twitter), bazı bankacılık servisleri, büyük e-ticaret siteleri, oyun platformları ve yapay zeka tabanlı hizmetler de var – trafiğini Cloudflare üzerinden geçiriyor. Bu yüzden Cloudflare tarafında yaşanan bir arıza, tek bir web sitesiyle sınırlı kalmıyor; zincirleme biçimde yüz binlerce siteyi ve servisi etkileyebiliyor.
Bu son olayda da benzer bir tablo ortaya çıktı. Kullanıcılar özellikle:
- “X çöktü mü?”
- “ChatGPT neden açılmıyor?”
- “Bir tek bende mi internet yavaş?”
gibi sorularla sosyal medyada ve forumlarda gündemi meşgul etmeye başladı. Ancak sorunun kaynağı bireysel değildi; altyapı katmanında, yani Cloudflare’in küresel ağında yaşanan bir teknik arıza vardı.

Resmi açıklama: “Global Network’te sorun tespit ettik”
Cloudflare, Türkiye saatiyle yaklaşık 14.48 sularında durumun farkında olduğunu belirten bir duyuru yayımladı. Şirket, küresel ölçekte hizmet veren Cloudflare Global Network üzerinde bir problem tespit edildiğini, bunun hem kendi sistemlerini hem de müşterilerine sundukları hizmetleri olumsuz etkilediğini açıkladı.
Açıklamada öne çıkan noktalar şöyle özetlenebilir:
- Birçok müşteriyi etkileyen yaygın 500 hata kodları gözlemleniyor.
- Sadece web siteleri değil, Cloudflare’in kendi Dashboard (yönetim paneli) ve API’leri de sorun yaşıyor.
- Teknik ekip, hatanın kaynağını tespit etmek ve etki alanını netleştirmek için acil durum prosedürünü devreye aldı.
- Sorun giderildikçe kullanıcıların normalden yüksek hata oranları görmeye devam edebileceği, ancak iyileşmenin kademeli olacağı belirtildi.
500 hatası, sunucu tarafında “beklenmeyen bir dahili hata” olduğu anlamına geliyor. Bu da çoğu zaman kullanıcı tarafında yapılabilecek pek bir şey olmadığını, problemin arka plandaki sistemlerden kaynaklandığını gösteriyor.
Sadece siteler değil, destek sistemleri de etkilendi
Arızanın ilginç taraflarından biri, Cloudflare’in müşterileriyle iletişim kurduğu kanalların da bu kesintiden payını almış olmasıydı. Şirket, kendi açıklamasında:
- Destek portalında sorunlar yaşandığını,
- Bazı müşterilerin açtıkları destek taleplerini görüntüleyemeyebileceğini,
- Yanıtların backend tarafında işlendiğini ancak arayüzde hatalar görülebileceğini
belirtti. Yani sadece sıradan kullanıcılar değil, hizmet alan şirketler de teknik destek almakta zorlandı.
Bu noktada Cloudflare, özellikle Business ve Enterprise segmentindeki müşterilere şu hatırlatmayı yaptı:
- Canlı destek sohbeti (live chat) üzerinden iletişim kurulabilir.
- Enterprise müşterileri, kritik durumlar için ayrılan acil telefon hattını kullanmaya devam edebilir.
Bu uyarılar, kesintinin ciddiyetini de dolaylı olarak gösteriyor. Zira böylesi durumlarda şirketler, kurumsal müşterilerini kaybetmemek için mümkün olan tüm iletişim kanallarını açık tutmaya çalışıyor.
Hangi platformlar etkilendi?
Cloudflare’in doğrudan müşterisi olan yüz binlerce site arasından, özellikle öne çıkan birkaç popüler servis şunlardı:
- X (Twitter): Birçok kullanıcı zaman akışını yenileyemedi, tweet gönderirken ya da medya yüklerken hata aldı.
- ChatGPT ve diğer yapay zeka servisleri: Bazı kullanıcılar hiç bağlanamadı, bazıları ise yanıt sürelerinin olağan dışı şekilde uzadığını bildirdi.
- Birçok haber sitesi, blog ve e-ticaret platformu da zaman zaman erişilemez hale geldi veya aşırı yavaşladı.
İnternette büyük çaplı kesintileri gerçek zamanlı takip eden kesinti izleme siteleri bile, ilk etapta bu arızadan etkilendi. Bu da sorunun ne kadar yaygın olduğunu gösteren çarpıcı bir ayrıntıydı.

İnternet neden bu kadar kırılgan görünüyor?
Bu tür olaylar yaşandığında en çok sorulan sorulardan biri şu oluyor: “Tek bir şirketin sorunu, nasıl olur da tüm internet deneyimimizi etkileyebilir?”
Bunun birkaç temel nedeni var:
- Merkezileşme:
CDN, DNS, DDoS koruması gibi kritik hizmetler, maliyet ve uzmanlık gerektirdiği için çok az sayıda dev şirket tarafından sağlanıyor. Cloudflare, bu alandaki en büyük oyunculardan biri. - Verimlilik – risk dengesi:
Web siteleri için Cloudflare kullanmak; hız, güvenlik ve maliyet açısından büyük avantajlar sağlıyor. Ancak bu, aynı zamanda “tek noktaya bağımlılık” anlamına geliyor. - Domino etkisi:
Örneğin bir haber sitesine doğrudan giremeseniz bile, oradaki resimler, reklamlar, takip kodları başka sunucularda, başka hizmet sağlayıcılarda olabilir. Birinde yaşanan problem, diğerini de zincirleme etkileyebiliyor. - DNS’nin rolü:
Cloudflare gibi şirketler sadece içerik dağıtmıyor, aynı zamanda alan adlarının IP adreslerine çevrilmesini sağlayan DNS hizmeti de sunuyor. DNS çökmeye başladığında, tarayıcı “bu site nerededir?” sorusuna yanıt bulamıyor.
Sonuç olarak, internet aslında birbirine bağlı bağımsız sistemlerden oluşsa da, bu sistemlerin önemli bir kısmı aynı omurgadan destek aldığı için, bir arızanın yankısı küresel hissediliyor.
Kullanıcılar ne yaşadı, ne yapmalıydı?
Kesinti süresince kullanıcıların büyük çoğunluğu:
- Sayfaların hiç açılmaması
- “500 Internal Server Error” veya “Host unreachable” gibi hatalar
- Uygulamaların “sunucuya bağlanılamıyor” uyarıları
- Ödeme sayfalarında yarım kalan işlemler
gibi problemlerle karşılaştı.
Böyle durumlarda yapılabilecekler sınırlı:
- Modemi, telefonu yeniden başlatmak genellikle sorunu çözmez; çünkü problem sizde değil, sunucudadır.
- VPN açmak bazı vakalarda işe yarayabilir, fakat Cloudflare’in küresel ağında sorun varsa bu da çoğu zaman çözüm olmaz.
- En mantıklısı, hizmet sağlayıcının ve ilgili platformların resmi kanallarından yapılan açıklamaları takip etmek ve kritik bir işlem yapmanız gerekiyorsa (banka transferi, online alışveriş vb.) sistem tamamen düzelene kadar beklemektir.

“Sorunu tespit ettik, düzelme başladı” açıklaması
Türkiye saatiyle 15.21 sularında yapılan yeni duyuruda Cloudflare, hizmetlerinde iyileşme gözlemlediklerini, fakat çalışmalar sürerken bazı müşterilerin normalden daha yüksek hata oranları görmeye devam edebileceğini belirtti.
Bu tür kesintilerde genellikle süreç şöyle işler:
- Sorunun fark edilmesi
- Kritik sistemlerin izole edilmesi ve trafiğin yeniden yönlendirilmesi
- Hatanın kaynağı olan yapılandırmanın, yazılım güncellemesinin veya donanım arızasının saptanması
- Geri alma (rollback) ya da kalıcı düzeltme uygulanması
- Kademeli olarak tüm veri merkezlerine yayılması
Cloudflare’in açıklamaları da bu klasik krize müdahale adımlarının işletildiğini gösteriyor.
Daha önce de benzer kesintiler yaşanmıştı
İnternet dünyası, büyük altyapı sağlayıcılarının zaman zaman yaşadığı benzer kesintilere yabancı değil. Daha önce:
- Büyük bir bulut sağlayıcısının veri merkezinde çıkan yangın,
- Yanlış yapılan bir ağ yönlendirme (BGP) güncellemesi,
- Hatalı bir yazılım dağıtımı,
gibi nedenlerle dünya çapında pek çok platform saatlerce erişilemez hale gelmişti. Son Cloudflare olayı da bu listeye yeni bir örnek olarak eklendi.
Her seferinde tartışma aynı yere geliyor: İnternetin geleceğinde daha dağıtık, daha dayanıklı altyapılara mı yatırım yapılmalı, yoksa verimlilik için büyük oyuncuların gücünden faydalanmak mı daha mantıklı?
Besin Zehirlenmesi Hissettiğinizde İlk Olarak Yapılması Gerekenler
Sonuç: Bir kesinti, internetin görünmeyen yüzünü gösterdi
Cloudflare’de yaşanan son arıza, sıradan kullanıcıyı doğrudan ilgilendiren iki gerçeği yeniden hatırlattı:
- İnternette gördüğümüz yüz, buzdağının sadece üst kısmı. Arkada çalışan dev altyapılar var ve bunlardan biri tökezlediğinde, günlük dijital alışkanlıklarımız bir anda sekteye uğrayabiliyor.
- “Her şey bulutta” dediğimiz çağda, birkaç büyük şirketin teknik sağlığı, neredeyse tüm dijital ekosistemin istikrarı anlamına geliyor.
Şirket yetkilileri sorunun büyük ölçüde kontrol altına alındığını söylese de, bu kesinti hem geliştiriciler hem de son kullanıcılar için önemli bir hatırlatma oldu: İnternet, sandığımız kadar “sihirli” değil; çok karmaşık ama bir o kadar da hassas bir makine. Ve bu makinenin Cloudflare gibi parçaları durduğunda, dünya bir süreliğine çevrimdışı kalabiliyor.
Haberler
Green Card Başvuruları Başladı mı, Ne Zaman Kimler Başvurabilir? 2026 DV Lottery Green Card Başvuru Takvimi ve Ücret Detayları
ABD’de yaşama ve çalışma hakkı elde etmenin en bilinen yolu olan Green Card programı, 2026 dönemi için yine milyonlarca kişinin umudu haline geldi. ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından düzenlenen DV Lottery Green Card çekilişi, her yıl dünya genelinde 55.000 kişiye süresiz oturum hakkı tanıyor. Peki, Green Card başvuruları ne zaman başlayacak, kimler katılabilir ve bu yıl neden ücret alınması planlanıyor?
Green Card Nedir ve Neden Bu Kadar Önemli?
Green Card, Amerika Birleşik Devletleri’nde kalıcı oturum ve çalışma izni sağlayan resmi bir belgedir. ABD vatandaşlığına geçmeden önce süresiz yaşama hakkı sunan bu belge, kişiye aynı zamanda eğitim, yatırım ve aile birleşimi gibi avantajlar da tanır. Her yıl düzenlenen Green Card çekilişi, ABD’ye göç oranı düşük ülkelerden kişilere fırsat tanımayı amaçlar.
Bu nedenle yalnızca bir belge değil; birçok insan için özgürlük, güvenlik ve ekonomik fırsat kapısıdır. Türkiye, program kapsamında uygun ülkeler arasında yer aldığı için her yıl on binlerce Türk vatandaşı başvuruda bulunmaktadır.
Başvuruları Ne Zaman Başlayacak?
ABD Dışişleri Bakanlığı, her yıl Green Card başvurularını sonbahar aylarında kabul eder. Geçtiğimiz yıl Green Card 2025 çekilişi 2 Ekim’de başlamış ve 7 Kasım’da sona ermişti. Bu yıl ise Green Card 2026 dönemi için başvuruların ekim ayında açılması bekleniyor.
Resmî tarihler henüz duyurulmasa da, sürecin yine ekim-kasım döneminde yürütülmesi öngörülüyor. Başvurular tamamen çevrim içi olarak, dvprogram.state.gov adresi üzerinden yapılacak.
Ancak bu yılın en dikkat çekici detayı, başvurularda küçük bir ücretin talep edilecek olması.

Başvuruda Ücret Beklentisi
Geçmiş yıllarda Green Card başvuruları tamamen ücretsizdi. Ancak ABD Dışişleri Bakanlığı, yeni düzenlemeler kapsamında sistemdeki sahte ve mükerrer başvuruları önlemek amacıyla 1 Amerikan Doları tutarında sembolik bir başvuru ücreti alınacağını duyurdu.
Bu uygulama, 2026 dönemi itibarıyla devreye girmesi beklenen önemli bir yenilik olarak görülüyor. Yani artık başvuru yaparken, her adaydan sembolik düzeyde bir ücret talep edilecek.
Amaç, aynı kişinin farklı isimlerle birden fazla başvuru yapmasını engellemek ve sistemi daha güvenli hale getirmek. Her ne kadar 1 dolar küçük bir meblağ gibi görünse de, dünya genelinde milyonlarca kişinin başvuru yaptığı düşünüldüğünde sistemin sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor.
Green Card Başvurusu Nasıl Yapılır?
Başvuru yalnızca ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi web sitesi üzerinden yapılır. Hiçbir aracı kurum veya danışmanlık ofisi bu başvuruyu sizin yerinize yapamaz. Başvuruda kullanılacak site:
👉 dvprogram.state.gov
Adaylar formu doldururken dikkat etmesi gereken en önemli noktalar:
- Fotoğraf ölçülerine ve formatına dikkat etmek,
- Tüm bilgileri eksiksiz ve doğru girmek,
- Başvurunun sonunda verilen onay numarasını kaybetmemek.
Unutmayın, çekiliş tamamen bilgisayar destekli bir sistemle yürütülür ve hiçbir şekilde aracıların etkisi yoktur.
Başvuru Şartları
Çekilişe katılmak için adayların belirli kriterleri karşılaması gerekir:
- En az lise mezunu olmak veya son 5 yıl içinde uzmanlık gerektiren bir işte en az 2 yıl çalışmış olmak.
- 18 yaşını doldurmuş olmak.
- Her başvuru döneminde yalnızca bir kez başvuru yapmak.
- Uygun ülkeler listesinde yer almak (örneğin Türkiye uygundur).
- Formun sonunda verilen onay numarasını saklamak.
Bu kriterleri karşılayan herkes çekilişe katılabilir.

Katılamayan Ülkeler
Görselde de belirtildiği üzere bazı ülkeler Green Card çekilişine alınmamaktadır. Bunun nedeni, son 5 yıl içinde bu ülkelerden ABD’ye 50.000’den fazla göçmen gitmiş olmasıdır.
Alınmayan ülkeler:
- Hindistan
- Çin
- Pakistan
- Brezilya
- Kolombiya
- Filipinler
- Kanada
Bu yasağın en az 2028 yılına kadar devam etmesi bekleniyor. Böylece ABD, göç oranı düşük ülkelere daha fazla fırsat sunmayı hedefliyor.
2026 Green Card Çekilişinde Kaç Kişi Kazanacak?
Her yıl olduğu gibi Green Card 2026 çekilişinde de 55.000 kişiye ABD’de süresiz oturum hakkı tanınacak. Bu rakam, Amerika’ya göçün dengeli dağılmasını sağlamak için belirlenmiştir.
Türkiye’den yapılan başvurular her yıl ortalama 1 milyon civarındadır. Bunlardan 2.000 ila 3.000 kişi Green Card kazanır. Ancak kazanan olmak, sürecin sadece ilk adımıdır; mülakat, sağlık muayenesi ve belge teslimi gibi adımların da başarıyla tamamlanması gerekir.
Başvuruda Dikkat Edilmesi Gerekenler
Başvuru yaparken dikkat edilmesi gereken bazı önemli noktalar:
- Fotoğraf formatı, arka plan ve boyut şartlarına kesinlikle uyulmalıdır.
- Bir kişi yalnızca bir kez başvuru yapabilir. Aynı kişi farklı isimle veya e-posta ile başvuru yaparsa sistem tarafından elenir.
- Onay numarası kaybedilmemelidir. Çünkü sonuçlar sadece bu numarayla sorgulanabilir.
- Resmî site dışındaki platformlardan yapılan başvurular geçersizdir.
Her yıl binlerce kişi bu basit kuralları ihlal ettiği için şansını kaybetmektedir.

Sahiplerinin Elde Ettiği Haklar
Kazanan kişiler, ABD vatandaşı olmadan pek çok yasal haktan faydalanabilir.
- Amerika’da süresiz oturma ve çalışma hakkı elde ederler.
- Eşi ve 21 yaş altındaki çocukları da aynı haklardan yararlanabilir.
- Sosyal Güvenlik Numarası (SSN) ve sürücü belgesi alabilirler.
- Belirli bir süre sonra ABD vatandaşlığına başvuru hakkı kazanırlar.
Bu nedenle, dünya genelinde milyonlarca insanın hayalini süslemektedir.
Türkiye’den Green Card Şansı
Türkiye, uygun ülkeler listesinde yer aldığı için Green Card çekilişine başvuru yapabilmektedir. Üstelik Türkiye’den başvuru yapanların oranı her yıl artıyor. Türk vatandaşları arasında özellikle gençler ve üniversite mezunları bu programa büyük ilgi gösteriyor.
Türkiye’den yapılan başvurular genellikle yüksek kabul oranına sahiptir çünkü ülke göç yoğunluğu düşük kategoridedir.
Başvuru Ücretine Dair Son Söz
Yeni düzenlemeye göre Green Card başvurusu için alınacak 1 dolarlık ücret, başvurunun geçerliliğini etkilemeyecek; sadece kimlik doğrulama ve sistem güvenliği için kullanılacaktır. Bu küçük ücretin 2026 döneminden itibaren resmî olarak uygulanması bekleniyor.
Bu durum, sürecin ücretsiz olmasına alışkın adaylarda kısa süreli şaşkınlık yaratsa da, ABD yönetimi uygulamanın sistemsel doğruluk ve güvenlik açısından zorunlu olduğunu vurguluyor.
Gramofonlardan Spotify’lara: Müzik Dinlemenin Düşündüren Tarihsel Evrimi
Sonuç: 2026 Umudu Yeniden Başlıyor
Çekilişi, Amerika’da yeni bir hayat kurmak isteyenler için büyük bir fırsat olmaya devam ediyor. 2026 dönemi başvurularının ekim ayında açılması beklenirken, katılımcıların şimdiden hazırlık yapması tavsiye ediliyor.
Pasaport bilgileri güncel tutulmalı, uygun fotoğraf çekilmeli ve resmi duyurular takip edilmelidir. Unutmayın, Green Card yalnızca bir form değil, yepyeni bir hayatın ilk adımıdır.
Haberler
Muazzez Abacı ABD’de Hayatını Kaybetti: Sanat Dünyası Yasta, Cenaze Türkiye’ye Nasıl Getirilecek?
Türk sanat müziğinin yaşayan efsanelerinden biri olarak anılan Muazzez Abacı, Amerika Birleşik Devletleri’nde hayatını kaybetti. 75 yılı aşan sanat yolculuğuyla Türkiye’nin kültürel hafızasına kazınan usta sanatçının vefatı, hem sanat camiasında hem de sevenleri arasında derin bir üzüntü yarattı.
Ancak acı haberin ardından şimdi akıllardaki en önemli soru şu: Muazzez Abacı’nın cenazesi Türkiye’ye nasıl getirilecek?
Yurt dışında vefat eden Türk vatandaşlarının cenazelerinin Türkiye’ye nakli, hem hukuki hem de idari açıdan belirli prosedürleri içeriyor. Bu süreç, Amerika’daki yerel makamlar, Türkiye’nin diplomatik temsilcilikleri ve havayolu şirketleri arasında koordineli şekilde yürütülüyor.
Bir Efsanenin Ardından: Muazzez Abacı’nın Sanat Mirası
1947 yılında Ankara’da doğan Muazzez Abacı, 1960’ların sonlarından itibaren Türk sanat müziğine yön veren güçlü sesiyle tanındı. İstanbul Radyosu’nda başlayan müzik kariyerinde, “Geceler”, “Sensiz Saadet Neymiş”, “Duydum ki Unutmuşsun” gibi klasikleşmiş eserleriyle gönüllerde taht kurdu.
Geleneksel makam müziğini modern yorumlarla birleştiren Abacı, hem sahnede hem de plaklarda Türk müziğinin en saygın temsilcilerinden biri olarak anıldı.
Yurt içi ve yurt dışında verdiği konserlerle adını duyuran sanatçı, son yıllarda sağlık sorunları nedeniyle sahnelere ara vermiş, bir süredir ABD’de yaşıyordu.
Vefat Haberi Sanat Dünyasını Yasa Boğdu
Muazzez Abacı’nın ABD’de vefat ettiği haberi, Türkiye’de sabah saatlerinde duyuldu.
Sanat camiasından birçok ünlü isim, sosyal medya hesaplarından taziye mesajları paylaştı.
Devlet sanatçısı unvanına sahip pek çok isim, “Türk musikisinin sönmeyen bir yıldızını kaybettik” diyerek üzüntülerini dile getirdi.
Müzik eleştirmenleri ise Abacı’nın “sesiyle bir dönemin duygularını temsil ettiğini, onun sanatının kalıcı olacağını” vurguladı.

Yasal Süreç: ABD’den Türkiye’ye Cenaze Nakli Nasıl Gerçekleşiyor?
Yurt dışında vefat eden bir Türk vatandaşının cenazesinin Türkiye’ye nakli, hem uluslararası sağlık ve ulaşım kurallarına, hem de Türk konsolosluk mevzuatına tabidir.
Bu süreç, özel belgelerin hazırlanması, konsolosluk izinlerinin alınması ve lojistik düzenlemelerin sağlanmasıyla yürütülür.
Muazzez Abacı’nın cenazesi de bu kurallar çerçevesinde Türkiye’ye getirilecek.
1. Ölümün Bildirilmesi
ABD’de bir kişinin vefatı durumunda ilk yapılması gereken işlem, ölümün yerel sağlık ve polis makamlarına bildirilmesidir.
Bunun ardından, Amerikan sağlık otoriteleri tarafından resmi bir ölüm belgesi (death certificate) düzenlenir.
Bu belge, hem ABD’deki işlemler hem de Türkiye’deki defin ve nüfus kayıt işlemleri için zorunludur.
2. Ölüm Belgesi ve Raporlar
Cenazenin Türkiye’ye nakledilebilmesi için ölüm belgesi dışında birkaç önemli doküman daha gerekir:
- Sağlık raporu: Ölüm nedenini açıkça belirtir.
- Bulaşıcı hastalık raporu: Cenazenin bulaşıcı bir hastalık taşımadığını belgeleyen sağlık sertifikasıdır.
- Cenazenin ambalaj raporu: Uçağa yüklenmeden önce çinko tabut içinde hazırlandığını gösterir.
- Noter onayı ve apostil: Belgeler resmi nitelik kazanabilmesi için noter onaylı ve apostilli olmalıdır.
Konsolosluk Süreci: Türk Devletinin Rolü
ABD’deki Türk konsoloslukları, yurt dışında vefat eden vatandaşların cenaze işlemlerinde doğrudan yetkilidir.
Bu kapsamda, Muazzez Abacı’nın cenazesinin Türkiye’ye getirilebilmesi için Türkiye Cumhuriyeti’nin Washington Büyükelçiliği veya New York, Los Angeles, Houston gibi konsolosluklarından biri devreye girecek.

Konsolosluğun Görevleri:
- Ölüm bildirimini Türkiye’ye iletmek,
- Cenaze nakil belgesi (laissez-passer) düzenlemek,
- Gerekli belgelerin eksiksiz hazırlanmasını sağlamak,
- Nakil sürecinde yerel makamlar ve havayolu şirketleriyle koordinasyonu yürütmek.
Bu belge olmadan cenaze Türkiye’ye taşınamaz.
Konsolosluk aynı zamanda, vefat eden kişinin yakınlarıyla iletişimi kurarak sürecin resmi yönlerini kolaylaştırır.
Cenazenin Hazırlanması ve Nakil Süreci
Tüm belgeler tamamlandıktan sonra cenaze, belirlenen uluslararası sağlık kurallarına uygun şekilde hazırlanır.
Amerika’daki cenaze hizmetleri kuruluşu, gömü veya nakil için özel prosedürleri yerine getirir.
Nakil süreci şu şekilde ilerler:
- Cenaze, çinko veya metal kaplamalı sızdırmaz bir tabut içine alınır.
- Üzerine resmi belgeler eklenir, hava yolu standartlarına uygun etiketleme yapılır.
- Konsolosluk onayının ardından cenaze, belirlenen hava yolu şirketine teslim edilir.
- Cenaze Türkiye’ye ulaştığında gümrük işlemleri tamamlanır ve defin için ilgili belediye veya il valiliğine bildirim yapılır.
Genellikle İstanbul Havalimanı veya Ankara Esenboğa Havalimanı bu tür uluslararası nakillerin giriş noktasıdır.
Cenaze, Türkiye’ye ulaştıktan sonra ailesinin isteğine göre İstanbul, Ankara veya doğum yeri olan Ankara’ya defnedilebilir.
Nakil İçin Gerekli Belgeler
ABD’den Türkiye’ye cenaze nakli için hazırlanması gereken belgeler şunlardır:
- ABD sağlık makamlarınca düzenlenmiş resmi ölüm belgesi,
- Cenazenin kimliğini doğrulayan pasaport veya kimlik kartı,
- Ölüm sebebini açıklayan sağlık raporu,
- Bulaşıcı hastalık taşımadığına dair sertifika,
- Cenazenin çinko tabut içinde hazırlandığını belgeleyen rapor,
- Türkiye Cumhuriyeti Konsolosluğu tarafından verilen cenaze nakil belgesi (laissez-passer).
Belgelerdeki tüm isim, tarih ve kimlik bilgilerinin uyumlu olması zorunludur. Aksi halde nakil süreci uzayabilir.
Türkiye’ye Giriş ve Defin Süreci
Cenaze Türkiye’ye ulaştığında, havalimanında hem gümrük işlemleri hem de sağlık kontrolü yapılır.
Daha sonra cenaze, defin edileceği şehre karayolu veya hava yolu ile nakledilir.
Defin işlemleri, cenaze sahibinin ikamet ettiği belediye veya müftülük koordinasyonunda yapılır.
Aile isterse Diyanet İşleri Başkanlığı veya Türk Hava Yolları gibi kurumların sağladığı özel destek hizmetlerinden de faydalanabilir.
Ayrıca, bazı sigorta poliçeleri ve dernek üyelikleri, cenaze nakil masraflarını kapsayabiliyor.
Sevenlerinden Son Mesajlar
Muazzez Abacı’nın ardından birçok sanatçı ve müzik kurumu taziye mesajları yayımladı.
Devlet sanatçısı Bülent Ersoy, “Türk sanat müziği bir çınarını kaybetti” derken; TRT Müzik, “Sesiyle bir dönemi ölümsüzleştiren Muazzez Abacı’yı rahmetle anıyoruz” açıklamasını yaptı.
Sosyal medyada binlerce kişi, sanatçının unutulmaz şarkılarını paylaşarak duygularını dile getirdi.
“Geceler”, “Yalnızım Dostlarım”, “Rüzgar Gibi Geçtin” gibi eserleri, kısa sürede müzik platformlarında en çok dinlenen parçalar arasına girdi.

Cenazenin Türkiye’ye Getirilme Süresi
Yurt dışından Türkiye’ye cenaze nakilleri genellikle 3 ila 7 gün arasında tamamlanabiliyor.
Bu süre; belgelerin hazırlanması, uçuş planlaması ve konsolosluk onaylarının hızına bağlı olarak değişiyor.
Muazzez Abacı’nın naaşının da resmi işlemler tamamlandıktan sonra birkaç gün içinde Türkiye’ye getirilmesi bekleniyor.
Ailesinden yapılan açıklamada, “Cenazenin Türkiye’ye nakli için konsoloslukla temas halindeyiz. Sanatçımız, vasiyeti doğrultusunda Türkiye’de defnedilecek” ifadelerine yer verildi.
Muazzez Abacı’nın Ardından…
Muazzez Abacı’nın vefatı, sadece bir sanatçının kaybı değil, bir dönemin kapanışı olarak görülüyor.
Türk sanat müziği tarihinde klasikleşmiş eserleri, zarafeti, sahne disiplini ve güçlü sesiyle unutulmaz bir miras bırakan sanatçının ismi, Türk müziğinin altın sayfalarına kazındı.
Sanatçının cenaze töreniyle ilgili detaylar, Türkiye’ye nakil işlemleri tamamlandıktan sonra ailesi tarafından açıklanacak.
Muazzez Abacı, büyük olasılıkla Türkiye’ye getirildikten sonra İstanbul veya Ankara’da yapılacak bir devlet töreniyle son yolculuğuna uğurlanacak.
Hyundai Elektrikli Ailesi: “Her Yol, Bir Hedefe İlerleme Hikayesi”
Sonuç: Hem Yasal, Hem Duygusal Bir Yolculuk
ABD’den Türkiye’ye cenaze nakli, hem duygusal hem de idari olarak zorlu bir süreçtir.
Muazzez Abacı’nın naaşının ülkesine getirilebilmesi için diplomatik, sağlık ve ulaşım protokollerinin tamamlanması gerekmektedir.
Ancak, tüm bu bürokratik adımların ötesinde, Türkiye bir kez daha müzik tarihine damga vurmuş bir sanatçısını, Muazzez Abacı’yı, özlem ve saygıyla uğurlamaya hazırlanıyor.
-
Kadın ve Moda2 hafta agoNeden günümüz ilişkileri artık daha zor? Nasıl sevilmeli, aşık olunmalı?
-
Teknoloji3 hafta agoX’in Yapay Zekâ Ansiklopedisi Grokipedia Yayında! Wikipedia’ya Rakip Olacak mı?
-
Eğlence3 hafta agoGTA 6 Geliyor: Oyun Dünyasının En Büyük Devrimi İçin Geri Sayım Başladı
-
Dünya3 hafta agoİngiltere Kralı Charles’tan Tarihi Karar: Prens Andrew’un Tüm Kraliyet Ünvanları Geri Alındı
-
Haberler3 hafta agoTFF Bahis Skandalı İle Sarsıldı! Kulüplerden Şeffaflık ve Adalet Çağrısı
-
Teknoloji2 hafta agoChatGPT’yi Daha Pratik ve Verimli Kullanabilmenizi Sağlayacak Kısa İpuçları: Üretkenliği Zirveye Taşıyan Komutlar
-
Kültür-Sanat2 hafta agoArmageddon Savaşı Başladı Mı? Kıyamet Günü Öncesi Açılan Boyut Kapıları ve Uzaylı Gerçeği
-
Kültür-Sanat2 hafta agoRenklerin Solduğu Hayat: Modern Dünya Neden Renksizleşti?
