Haberler
Yeni İletişim Başkanı Burhanettin Duran Kimdir? Fahrettin Altun Görevi Bıraktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan kararla birlikte önemli bir görev değişikliği gerçekleşti. 2018 yılından bu yana Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı olarak görev yapan Fahrettin Altun’un yerine Prof. Dr. Burhanettin Duran getirildi. Altun ise Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.
Bu değişiklik sonrası kamuoyunda en çok sorulan soru ise şu oldu: Burhanettin Duran kimdir?
Burhanettin Duran Kimdir? Akademik ve Siyasi Bir Yolculuk
1971 doğumlu olan Prof. Dr. Burhanettin Duran, lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler bölümünde tamamladı. Ardından yüksek lisans ve doktorasını Bilkent Üniversitesi’nde yaptı. Akademik kariyerine İstanbul Şehir Üniversitesi’nde başlayan Duran, Sakarya Üniversitesi ve SETA Vakfı’nda yöneticilik ve akademik görevler üstlendi.
SETA’daki çalışmalarıyla özellikle dış politika, Ortadoğu siyaseti ve siyasal İslam üzerine yayımladığı analiz ve makalelerle öne çıkan Duran, entelektüel yönüyle Cumhurbaşkanlığı çevresinde uzun yıllardır bilinen ve danışılan bir isimdi. 2023 yılında Dışişleri Bakan Yardımcılığı görevine getirilmişti.

İletişim Başkanlığı Görevine Ne Katacak?
Duran’ın iletişim politikalarında özellikle “stratejik kamu diplomasisi” anlayışını benimsemesi bekleniyor. Türkiye’nin dış dünyaya anlatımı, dijital medya stratejileri, kültürel diplomasi ve kamuoyuyla ilişki yönetimi gibi konularda akademik bilgiyle harmanlanmış uygulamaların öne çıkacağı konuşuluyor.
Yeni İletişim Başkanı’nın ilk adımlarının, ulusal ve uluslararası medya kuruluşlarıyla daha şeffaf bir iş birliği modeli oluşturmak, yalan haberle mücadelede teknolojik altyapıyı güçlendirmek ve kamuoyunu düzenli bilgilendirmek yönünde olması bekleniyor.
Kamuoyunun Tepkisi ve Beklentiler
Prof. Dr. Burhanettin Duran’ın atanması sosyal medyada da büyük yankı uyandırdı. Akademik geçmişi nedeniyle “liyakat sahibi bir isim” olarak değerlendirilen Duran, özellikle tarafsız ve bilimsel duruşuyla öne çıkan bir figür olarak görülüyor.
Bazı yorumcular, bu atamanın 2028’e giden süreçte Türkiye’nin dış politikasını ve iletişim stratejisini daha uyumlu bir çizgide ilerletme hamlesi olduğunu ifade ediyor. Öte yandan, bazı muhalif çevreler İletişim Başkanlığı’nın daha bağımsız ve kamuoyuna açık şekilde çalışması gerektiğini savunuyor.
Fahrettin Altun’un TİHEK Görevi Ne Anlama Geliyor?
Fahrettin Altun’un Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu’na atanması ise dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Özellikle dijital haklar, kişisel veri güvenliği, sosyal medya denetimi gibi alanlarda aktif çalışmaları bulunan Altun’un TİHEK bünyesinde yeni projelere imza atabileceği konuşuluyor.
Altun’un geçmişte yürüttüğü görevlerdeki medya yönetimi tecrübesi, insan hakları alanında farkındalık yaratacak kampanyalar ve iletişim stratejilerine katkı sunabilir.
Yeni Dönemde Dijital Diplomasi Öne Çıkacak
Duran’ın geçmişte kaleme aldığı analizlerde özellikle “dijital kamu diplomasisi” ve “algı yönetimi” konularına vurgu yaptığı görülüyor. Bu bağlamda, İletişim Başkanlığı’nın yeni döneminde yurtdışındaki Türkiye imajını güçlendirmeye odaklanan projelerin artacağı bekleniyor.
Ayrıca, yapay zeka destekli iletişim araçlarının geliştirilmesi, kriz iletişimi senaryoları, afet anlarında medya bilgilendirme stratejileri gibi alanlarda yeni uygulamaların devreye alınması gündemde. Duran’ın özellikle akademiden gelen ve kurumsal hafızaya sahip bir ekip kurması da öngörülüyor.
Uzmanlara Göre Ne Anlama Geliyor?
Siyaset bilimciler ve medya stratejistlerine göre, bu atama sadece bireysel bir görev değişikliği değil, aynı zamanda Türkiye’nin küresel iletişim politikasında da bir yön değişikliğine işaret ediyor. Uluslararası medyada Türkiye hakkında çıkan haberlerin daha profesyonelce yönetilmesi, ülke imajına zarar veren yanlış haberlerin hızlıca çürütülmesi gibi görevler İletişim Başkanlığı’nın öncelikleri arasında olacak.
Burhanettin Duran’ın bilimsel düşünceye verdiği önem, etik kurallara dayalı medya ilişkilerini yeniden inşa etmesi bakımından umut verici bulunuyor.
Sonuç: Türkiye’nin Yeni İletişim Yüzü
Sonuç olarak, Burhanettin Duran’ın İletişim Başkanı olarak atanması, Türkiye’nin hem iç hem dış kamuoyuna daha güçlü ve akademik temelli mesajlar vereceği bir dönemin habercisi olabilir. Duran’ın uzmanlığı, duruşu ve uluslararası çevrelerdeki bilinirliği, bu yeni sürecin daha vizyoner ve profesyonel yürütülmesine katkı sağlayacak gibi görünüyor.

Burhanettin Duran’ın İletişim Başkanlığı görevine atanmasıyla birlikte Türkiye’nin iç ve dış iletişim stratejilerinde yeni bir döneme girildiği yorumları yapılıyor. Akademik birikimi, analitik düşünce yapısı ve devlet kurumlarındaki deneyimiyle öne çıkan Duran, yalnızca teknik değil, aynı zamanda insani değerleri merkeze alan bir iletişim anlayışı benimseyebilir. Kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi, devlet-toplum arasındaki güven ilişkisinin güçlendirilmesi ve Türkiye’nin uluslararası algısının iyileştirilmesi noktasında önümüzdeki süreçte nasıl bir yol izleyeceği ise şimdiden merak konusu.
Spor
PSG’den Real Madrid’e Tarihi Fark! Arda Güler’in Görüntüsü Sosyal Medyada Gündem Oldu

2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası yarı finalinde futbolseverler tarihi bir karşılaşmaya tanıklık etti. Paris Saint-Germain (PSG), İspanyol devi Real Madrid’i adeta sahadan sildi. Maç 4-0 PSG üstünlüğüyle sona ererken, karşılaşmanın ardından milli futbolcumuz Arda Güler’in görüntüsü sosyal medyada gündem oldu.
PSG Maça Hızlı Başladı, Real Madrid Ne Olduğunu Anlamadı
New York’ta oynanan yarı final mücadelesi, takım otobüslerinin stada geç gelmesi nedeniyle 10 dakika gecikmeli başladı. Ancak PSG bu gecikmeden hiç etkilenmedi. Karşılaşmanın daha 6. dakikasında Fabian Ruiz perdeyi açtı. Yalnızca 3 dakika sonra sahneye çıkan Ousmane Dembele, farkı ikiye çıkardı.
Dakikalar 24’ü gösterdiğinde yine Fabian Ruiz’in ayağından gelen golle PSG ilk yarıyı 3-0 gibi ezici bir üstünlükle kapattı. İkinci yarıda ise PSG’nin 48. dakikada Desire Doue ile bulduğu gol ofsayt gerekçesiyle geçersiz sayıldı. Fakat son sözü 87. dakikada Gonçalo Ramos söyledi: 4-0.
Bu skorla birlikte PSG adını finale yazdırırken, rakibi Chelsea oldu.
Arda Güler İlk 11’de Başladı, Maç Sonu Görüntüsü Olay Oldu
Real Madrid forması giyen Arda Güler, teknik direktör Xabi Alonso’nun tercihiyle mücadeleye ilk 11’de başladı. Sahada 83 dakika kalan genç yıldız, yerini Lucas Vazquez’e bıraktı. Turnuva boyunca 6 maça çıkan Arda, 1 gol ve 2 asistle takımına katkı sundu.
Ancak maçın ardından paylaşılan bir kare sosyal medyada gündem yarattı. Yerde bitkin bir şekilde yatan Arda Güler’in görüntüsü, hem Türkiye’de hem de İspanya’da gündem oldu. Bazı taraftarlar Arda’nın “elinden gelenin en iyisini yaptığı” yorumunda bulunurken, bazıları ise “büyük maçlarda hâlâ yeterince etkili olamadığını” savundu.

Genç Yıldızın Üzerindeki Baskı Artıyor
20 yaşındaki Arda Güler, Real Madrid gibi bir devde forma giyiyor olmanın getirdiği büyük sorumluluğu sırtlamış durumda. Her geçen gün performansına yönelik beklentiler artarken, özellikle üst düzey maçlardaki katkısı daha dikkatle izleniyor.
Kulüpler Dünya Kupası’nda istikrarlı bir grafik çizen Arda, PSG karşısında etkisiz kaldı. Ancak genç yaşına rağmen bu seviyede forma giyiyor olması bile birçok futbol otoritesine göre “geleceğin yıldızı” unvanını fazlasıyla hak ettiğini gösteriyor.
Finale Giden Yolda Real Madrid’den Büyük Hayal Kırıklığı
Bu skor, Real Madrid için büyük bir travma olarak kayıtlara geçti. Sezon boyunca istikrarlı bir performans sergileyen Madrid temsilcisi, PSG karşısında adeta dağıldı. PSG ise final öncesi resmen gözdağı verdi. Takım oyununu ve ofansif gücünü bir kez daha sahaya koyan Fransız devi, Chelsea karşısında favori olarak gösteriliyor.
Arda Güler’in Kariyerine Darbe mi, Ders mi?
Sosyal medyada Arda’ya dair yapılan paylaşımlar ikiye bölündü. Bir kısım taraftar, genç oyuncunun çok çabaladığını ve maçta yorgun düştüğünü savunurken, diğer kısmı bu tür üst düzey karşılaşmalarda yeterince varlık gösterememesini eleştirdi. Bu durum, genç futbolcunun mental olarak nasıl bir yol izleyeceğini de merak konusu hâline getirdi.
PSG’nin Finaldeki Rakibi Chelsea! Gözler Dev Maçta
4-0’lık tarihi galibiyetle finale yükselen PSG, şimdi gözünü Chelsea ile oynanacak büyük finale çevirdi. Paris temsilcisi kupanın favorisi olarak gösterilse de, Chelsea’nin son dönemdeki çıkışı dikkat çekiyor. Arda Güler ve Real Madrid ise turnuvaya hayal kırıklığıyla veda etti.
Real Madrid’de Kriz Kapıda mı? Xabi Alonso’ya Eleştiriler Yükseliyor
Real Madrid’in PSG karşısında aldığı 4-0’lık yenilgi, kulüp içinde teknik ekip ve oyunculara yönelik büyük bir sorgulama başlattı. Teknik direktör Xabi Alonso, bu sezon birçok maçta doğru taktiklerle övülse de, PSG karşısındaki kadro tercihi ve geç müdahaleleri nedeniyle eleştiri oklarının hedefi hâline geldi.
Bazı İspanyol gazeteleri, özellikle Arda Güler ve genç oyuncuların bu denli yüksek tempolu maçlara fiziksel olarak hazır olmamasının bir planlama hatası olduğunu vurguladı. Takımın kaptanlarıyla yaşanan soyunma odası diyaloglarının da gergin geçtiği iddia edildi. Kulüp yönetiminin ise bu sonuç sonrası sezon planlamasında bazı revizyonlara gitmesi bekleniyor.

Türk Taraftarlar Arda Güler’e Sahip Çıkıyor
Maçın ardından Türk futbolseverlerin sosyal medyada Arda Güler’e destek mesajları göndermesi dikkat çekti. “Arda yalnız değildir”, “Bu çocuk Real Madrid forması giyiyor, daha ne yapsın?” ve “Hatalar yapacak ama bu yolda öğrenecek” gibi binlerce yorum, Arda’nın arkasında sağlam bir kamuoyu desteği olduğunu gösteriyor.
Türkiye’den bazı eski futbolcular ve yorumcular da genç yıldızın bu tarz büyük mağlubiyetleri birer tecrübe olarak göreceğini ve çok daha güçlü döneceğini ifade etti. Arda’nın sezon genelindeki istikrarlı formu, ona sadece taraftarların değil, Real Madrid teknik heyetinin de güvenini kazandırmış durumda.
PSG’nin Gücü: Derin Kadro ve Uyumlu Sistem
PSG’nin bu yılki başarısının temelinde derin kadro kalitesi, oyuncular arasındaki müthiş uyum ve teknik direktör Luis Enrique’nin oturttuğu sistem yer alıyor. Maç boyunca yüksek tempoyu sürdürebilen Fransız ekibi, hücumda çeşitliliğiyle rakip savunmayı çaresiz bıraktı.
Özellikle Fabian Ruiz ve Dembele’nin ilk 10 dakikada yaptığı baskılı oyun, Real Madrid’i psikolojik olarak da oyundan düşürdü. Savunmada ise kaptan Marquinhos’un liderliği, PSG’nin adeta bir duvar gibi durmasını sağladı.
PSG’nin Chelsea karşısında da bu oyunu sahaya yansıtması hâlinde, kupaya uzanması kimse için sürpriz olmayacak. Fransız temsilcisi, bu sezon sadece yıldız oyuncularıyla değil, kolektif gücüyle de öne çıkıyor.
Teknoloji
Grok Soruşturması Başladı! Ankara’dan Erişim Engeli Kararı Geldi

X platformunun yapay zekâ asistanı Grok, Atatürk ve dini değerlere yönelik içerikleriyle büyük tepki topladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti.
Yapay zekâ teknolojisinin dünya genelinde hızla yaygınlaştığı bu dönemde, X (eski adıyla Twitter) platformunda kullanılan Grok isimli yapay zekâ asistanı, Türkiye’de büyük bir tartışma yarattı. Geliştirici şirket xAI tarafından entegre edilen bu yapay zekâ aracı, geçtiğimiz günlerde bazı sorulara verdiği yanıtlarda kamuoyunda hassasiyet yaratan ifadelere yer verdi.

Tepki Çeken Cevaplar Ülke Gündemine Oturdu
Sosyal medyada çok sayıda kullanıcı, Grok’un verdiği yanıtların Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve İslam dini gibi kutsal değerlere hakaret içerdiğini iddia etti. Bu iddiaların ardından Grok’un ekran görüntüleri hızla yayıldı ve konu, Twitter, Instagram ve haber portallarında gündem oldu.
Durumun ciddiyet kazanması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlattı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, içeriklerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve halkın dini inançlarına yönelik alenen hakaret niteliği taşıdığı belirtildi.

Mahkemeden Erişim Engeli Kararı Çıktı
Başsavcılığın talebi üzerine sulh ceza mahkemesi, erişim engeli kararı alarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) bildirdi. Kararın uygulanmasıyla birlikte Grok’un Türkiye’deki erişimi kısıtlandı. Erişim engelinin geçici mi kalıcı mı olacağı ise önümüzdeki günlerde alınacak yeni mahkeme kararlarıyla netleşecek.
Yetkililer, bu tür teknolojik araçların etik ve hukuki sınırlarının çizilmesinin önemli olduğunu belirtiyor. Zira yapay zekâ sistemleri, kullanıcıdan gelen girdilere yanıt verirken, ülke özelinde kültürel ve yasal hassasiyetleri göz önünde bulundurmalı.
xAI ve X’ten Açıklama Gecikmedi
Yaşanan gelişmeler üzerine yapay zekâyı geliştiren xAI şirketi ile sosyal medya platformu X ortak bir açıklama yayınladı. Açıklamada, uygunsuz içeriklerin fark edilmesinin ardından acil önlemlerin alındığı belirtildi:
“Grok’un bazı içeriklerinin topluluk standartlarına aykırı olduğunu gördüğümüzde derhal müdahale ettik. Şu anda filtreleme sistemimizi yeniden yapılandırıyor ve benzer durumların tekrar yaşanmaması için teknik önlemler alıyoruz. Türkiye özelinde hassasiyetlerin farkındayız.”
Bu açıklama, kamuoyunun öfkesini tam anlamıyla yatıştırmasa da, şirketlerin bu tür olaylara karşı daha dikkatli davranacaklarının sinyalini verdi.

Türkiye’de Yapay Zekâ Denetimi Gündemde
Bu olay yalnızca Grok’u değil, genel anlamda yapay zekânın geleceğini de tartışmaya açtı. Hukukçular, yapay zekâ sistemlerinin ürettiği içeriklerden sorumluluğun kimde olduğu sorusunu yeniden gündeme getirdi. Özellikle “otomatik içerik üretimi” ile “kasıtlı hakaret” arasında nasıl bir ayrım yapılması gerektiği konusunda fikir ayrılıkları var.
Teknoloji hukuku uzmanı Av. Ayşegül Koç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Yapay zekânın herhangi bir niyet taşımadığı açıktır. Ancak bu sistemleri geliştiren, yöneten ve yayınlayan tüzel kişiliklerin denetim sorumluluğu büyüktür. Türkiye, bu olayla birlikte yerel düzenlemelerini hızlandırabilir.”
Toplumda Artan Endişe
Sosyal medya kullanıcıları arasında oluşan tepki dalgası, yalnızca içerikler nedeniyle değil, aynı zamanda bu içeriklerin algoritmalar tarafından nasıl üretildiğiyle de ilgili. “Grok ne kadar özgür?” ve “Yapay zekâ ne zaman sınırsız hâle gelir?” gibi sorular kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı.
Ayrıca bazı kullanıcılar, bu olayın yapay zekâya olan genel güveni zedeleyebileceğini düşünüyor. Özellikle çocuk ve genç kullanıcıların bu tür içeriklere maruz kalma ihtimali, ebeveynler tarafından endişeyle karşılandı.
Dijital Denetim İçin Yeni Adımlar Atılabilir
BTK ve Adalet Bakanlığı, olay sonrası bir dizi teknik ve hukuki adım atmaya hazırlanıyor. Özellikle yapay zekâ temelli uygulamaların Türkiye’de lisanslandırılması ve belirli denetim süreçlerine tabi tutulması gündeme gelebilir.
Bunun yanı sıra, sosyal medya platformlarına Türkiye’de ofis açma zorunluluğu gibi geçmiş düzenlemelere benzer bir uygulamanın, yapay zekâ sistemleri için de getirilmesi tartışılıyor.
Uzun Vadeli Etkiler Ne Olur?
Grok’un verdiği yanıtlardan kaynaklı kriz, uzun vadede hem teknoloji firmalarını hem de yasal düzenleyicileri etkileyecek gibi görünüyor. Uzmanlara göre, bu tür olaylar yalnızca bir sistemsel hata olarak değerlendirilmemeli, aynı zamanda yeni çağın hukuki, etik ve sosyal sınırlarını da belirlemeye yardımcı olmalı.
Önümüzdeki süreçte Grok soruşturmasının yalnızca bir örnekle sınırlı kalmayabileceği konuşuluyor. Türkiye gibi toplumsal hassasiyetleri yüksek ülkelerde, yapay zekâ tabanlı sistemlerin daha sıkı denetlenmesi gerekliliği bir kez daha gündeme geldi. Hukukçular ve teknoloji uzmanları, bu tarz krizlerin tekrar yaşanmaması için ulusal etik kurullar oluşturulması gerektiği görüşünde birleşiyor. Ayrıca, yapay zekânın eğitildiği veri setlerinin kültürel filtrelerle güncellenmesi çağrısı yapılıyor. Türkiye’de yaşanan bu ilk ciddi yapay zekâ krizinin, dünya genelinde de benzer tartışmalara öncülük etmesi bekleniyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde yapay zekâ yasalarının güncellenmesi sürecine Türkiye’den gelen bu örnek olayın dahil edilebileceği de gelen bilgiler arasında.
Haberler
Ayşe Barım Tutukluluk Halinin Devamına Karar Verildi! Bugünkü Duruşmanın Detayları

Gezi Parkı protestolarını organize ettiği iddiasıyla yargılanan menajer Ayşe Barım, bugün ilk kez hakim karşısına çıktı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada, savcılık talebi doğrultusunda tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Duruşmanın Öne Çıkan Gelişmeleri
- Barım, 27 Ocak’ta “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Hakkında 22 yıl 6 aydan 30 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor bianet.org+1gazeteoksijen.com+1instagram.com+8yenisafak.com+8gazeteoksijen.com+8.
- Savcı, Barım’ın tutukluluk halinin devamını isterken, mahkeme bu talebi kabul etti. Sonraki duruşma 1 Ekim 2025’e ertelendi yenisafak.com+1yenicaggazetesi.com.tr+1.
- Duruşmaya destek için katılanlarla birlikte salonda dikkat çeken önemli ünlü isimler vardı: Serenay Sarıkaya, Birkan Sokullu ve Ezgi Mola gibi isimler Barım’ı desteklemek için adliyede yer aldı instagram.com+8yenisafak.com+8milliyet.com.tr+8.
Ayşe Barım İlk Kez Hakim Karşısında
Barım, duruşmada iddiaları reddetti. “162 gündür tutukluyum”, “İddianame, emniyetteki ifadelerimden oluşuyor; lehime deliller dosyaya eklenmedi” ifadelerini kullandı bianet.org+4milliyet.com.tr+4gazeteoksijen.com+4.
Ayrıca kalp problemleri ve beyin anevrizması gibi ciddi sağlık sorunları yaşadığını belirtti; ancak tahliye talebi reddedildi instagram.com+6bianet.org+6gazeteoksijen.com+6.

Tanıklar Arasında Sürpriz İsim: Metin Yıldız
Duruşmada tanık dinlenenler arasında oyuncu Metin Yıldız da vardı. TRT’de rol alan Yıldız’ın tanıklığı, sürpriz bir gelişme olarak öne çıktı yenisafak.com+3onedio.com+3gazeteoksijen.com+3.
Sağlık Durumu ve Tahliye Talebi
Barım’ın avukatları, müvekkilinin kalp ve beyin rahatsızlıkları nedeniyle serbest bırakılması gerektiğini savundu. Ancak mahkeme bu başvuruyu dikkate almadı milliyet.com.tr+5bianet.org+5yenicaggazetesi.com.tr+5.
Ne Zaman Başlayacak?
- Bir sonraki duruşma: 1 Ekim 2025
- Mahkeme, tutukluluğun makul bir süre içinde devam etmesini uygun bulduğunu açıkladı yenisafak.com+1yenicaggazetesi.com.tr+1yenicaggazetesi.com.tr+1medyascope.tv+1.
Gazeteciler ve Hukuk Camiasından Yorumu
Duruşma sonrası bağımsız kaynaklar, Barım’ın ileri gelen sağlık sorunlarına rağmen tutuklu yargılanmasının hukuki süreç açısından dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurguladı instagram.com+8bianet.org+8gazeteoksijen.com+8.
Neden Bu Kadar Önemli?
Bu dava, Gezi Parkı süreciyle bağlantılı yargılamalar için sembolik bir örnek oluşturuyor. Barım’ın tutukluluğunun devam etmesi, siyasi ve hukuki tartışmaları beraberinde getiriyor. Ayrıca Gezi Parkı yargılamalarında benzer konumdaki isimlerin geleceğine dair bir gösterge olarak görülüyor.
🔍 Özet Tablo
Konu | Detay |
---|---|
Suçlamalar | Gezi Parkı eylemlerini organize etmek, hükümeti devirmeye teşebbüs (22.5–30 yıl hapis) |
Mahkeme | İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi |
Tutukluluk Kararı | Devam kararı verildi; sonraki duruşma 1 Ekim 2025 |
Sağlık Şikayetleri | Kalp hastalığı, beyin anevrizması; tahliye talebi reddedildi |
Ünlü Destekçileri | Serenay Sarıkaya, Ezgi Mola, Birkan Sokullu, Metin Yıldız (tanık olarak) |
Bu gelişmeler ışığında hem hukuk camiasının hem kamuoyunun gözü, 1 Ekim’deki bir sonraki duruşmada olacak.
Ayşe Barım davası, yalnızca hukuki yönüyle değil, kamuoyunun güven duygusunu da etkileyen bir mesele hâline geldi. Özellikle sosyal medyada geniş yankı uyandıran olay, toplumsal adalet beklentisinin ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Vatandaşlar, yargı sürecinin şeffaf ve hızlı işlemesini talep ederken; davaya ilişkin detaylar her geçen gün daha çok merak konusu oluyor. Kamuoyunda oluşan bu baskı, mahkeme heyetinin daha dikkatli ve titiz bir değerlendirme yapmasını da beraberinde getirdi.
Ayşe Barım’ın tutuklanması, yalnızca adli bir süreç değil, aynı zamanda medya ve kamuoyu tarafından da yakından takip edilen bir toplumsal mesele hâline geldi. Mahkeme salonunda yaşananlar kadar dışarıda, sosyal medya platformlarında yapılan yorumlar da sürecin seyrini etkiliyor. Özellikle bazı siyasi ve sosyal çevrelerin bu davayı sembolik bir örnek olarak ele alması, olayın yalnızca bir bireyin suçu olup olmadığına dair tartışmaları gölgede bırakıyor. Hukuki sürecin adil bir şekilde yürütülmesini isteyenler olduğu kadar, kararın siyasi saiklerle verildiğini düşünenler de var. Bu durum, Türkiye’de adalet sistemine duyulan güvenin ne kadar hassas bir dengede olduğunu ve benzer davalarda kamuoyunun etkisinin ne kadar büyük olabileceğini bir kez daha gösteriyor.
Öte yandan, davanın ilerleyen aşamalarında tanık beyanlarının da süreci önemli ölçüde etkilemesi bekleniyor. Ayşe Barım’ın avukatları, suçlamaların asılsız olduğunu savunurken; savcılık makamı, dosyadaki mevcut delillerin tutukluluğun devamı için yeterli olduğunu vurguluyor. Önümüzdeki duruşmalarda, bilirkişi raporları ve dijital inceleme sonuçlarının da mahkemeye sunulması planlanıyor. Ayrıca, olayla bağlantılı olduğu iddia edilen bazı kişilerin ifadeye çağrılması da söz konusu olabilir. Bu gelişmeler ışığında, kamuoyunun beklentisi adaletin gecikmeden, tarafsız ve eksiksiz bir şekilde tecelli etmesi yönünde şekilleniyor. Tüm gözler şimdi bir sonraki duruşma gününde olacak.
-
Haberler3 hafta ago
Anoreksiya hakkında bilinmeyenler! Nihal Candan’ın Vefatına Yol Açan Anoreksiya Nedir?
-
Kadın ve Moda2 hafta ago
Fenerbahçe Kutlamasını Sallayan Mecnun Giasar Kimdir? Hande Yener’le Sahneye Çıkınca Sosyal Medya Çalkalandı!
-
Spor4 hafta ago
Arda Güler, Real Madrid’de Yeni Bir Efsanenin Doğuşunu Mu Müjdeliyor?
-
Kültür-Sanat4 hafta ago
Şehzade Mustafa, İdamına Giden Yolu Kendi Mi Açtı? Osmanlı’nın En Tartışmalı Trajedisi
-
Yemek & Sağlık3 hafta ago
Türkiye’nin En İyi Pizzacıları Avrupa Listesinde! Bu Lezzetler İtalya’yı Bile Kıskandırdı
-
Seyahat3 hafta ago
2025 yaz tatili önerileri
-
Yemek & Sağlık3 hafta ago
2025’in En Sağlıklı Beslenme Trendi: Mavi Bölge Diyeti Neden Bu Kadar Popüler Oldu?
-
Spor2 hafta ago
Lyon Küme Düştü mü? Fransa Ligi Devinden Şok Karar!