Teknoloji
Geleceğin Meslekleri 2025: Yapay Zekadan Etkilenmeyen 10 İş Alanı

Yapay zekâ hayatımızın her alanına girmeye başladı. Chatbotlar müşteri temsilciliği yapıyor, algoritmalar haber yazıyor, robotlar fabrikalarda çalışıyor. Peki, bu durum gelecekte insanların işsiz kalmasına mı neden olacak? Tam da bu noktada merak edilen en önemli sorulardan biri: “Yapay zekâdan etkilenmeyen meslekler hangileri?”
Bu haberde, geleceğin meslekleri 2025 yılında hangi sektörlerde öne çıkıyor, yapay zekâdan etkilenmeyecek veya en az etkilenecek 10 iş alanı hangileri detaylıca ele alıyoruz.
1. Psikolojik Danışmanlık ve Terapi
Duygusal zekâ, empati, insan davranışlarını anlama gibi beceriler yapay zekânın hala eksik olduğu konular arasında. Terapi süreci, kişisel dokunuşlar, ses tonu ve samimiyet gerektirir. Bu nedenle psikologlar ve terapistler uzun vadede yüksek talep görecek.
2. Sağlık Sektöründe Doktorlar ve Cerrahlar
Yapay zekâ teşhis koymada ve analizde destek olabilir; ancak bir doktorun hastayla kurduğu iletişim, karar verme sürecindeki insani etkenler ve acil durumlara müdahale yeteneği kolay kolay yerini kaybetmez. Cerrahlar da özellikle hassas ameliyatlarda insan dokunuşuna ihtiyaç duyulan alanlardandır.

3. Yaratıcı Sanatlar: Yazarlar, Ressamlar, Müzisyenler
Yapay zekâ şiir yazabilir, resim çizebilir; fakat bunlar hâlâ taklit seviyesindedir. İnsan duygularını, deneyimlerini ve yaratıcılığını yansıtabilen sanatçılar daima var olacaktır. Özellikle bağımsız müzisyenler ve içerik üreticileri bu alanda değer kazanmaktadır.
4. Eğitim Sektöründe Öğretmenlik
Her ne kadar online eğitimler ve yapay zekâ destekli dersler artsa da, bir öğrencinin ihtiyaçlarına göre eğitimi şekillendirmek, empati kurmak, motivasyon sağlamak gibi konular hâlâ öğretmenlere özel yetkinliklerdir.

5. İnsan Kaynakları ve İK Danışmanlığı
Bir adayın özgeçmişini değerlendirmek yapay zekâ için kolay olabilir, ancak şirket kültürüne uygunluğu analiz etmek, yüz yüze görüşme sırasında adayın potansiyelini fark etmek gibi süreçler hâlâ insan odaklıdır.
6. Sosyal Hizmet ve Bakım Meslekleri
Yaşlı ve hasta bakımı, engelli bireylerle ilgilenme gibi mesleklerde hem fiziksel yardım hem de duygusal bağ kurmak önemlidir. Bu alandaki işler, empati ve sabır gerektirdiğinden uzun süre insanlar tarafından yürütülmeye devam edecektir.
7. Avukatlık ve Hukuk Danışmanlığı
Yapay zekâ hukuk metinlerini tarayabilir, dava örnekleri sunabilir; fakat bir mahkemede savunma yapmak, karşı tarafı ikna etmek, hukuki strateji geliştirmek gibi konular hâlâ avukatların uzmanlık alanıdır. Hukukta yorum yeteneği ve sezgi büyük rol oynar.
8. Proje Yöneticiliği ve Liderlik Roller
Birden fazla ekibi yönetmek, stratejik kararlar almak, kriz anlarında çözüm üretmek gibi beceriler yalnızca insan zekâsıyla yürütülebilir. İyi bir liderin sezgisel kararı ve motivasyon gücü, algoritmalarla kolay kolay yer değiştirilemez.
9. Zanaatkârlar ve El İşi Meslekler
Terzilik, marangozluk, seramikçilik gibi mesleklerde ustalık, el becerisi ve özgün tasarımlar ön plandadır. Yapay zekâ destekli makineler bu işleri otomatikleştirse de kişiye özel işler hâlâ yüksek talep görüyor.
10. Etik Uzmanları ve Yapay Zekâ Denetçileri
İronik ama gerçek: Yapay zekâ geliştikçe, onu kontrol edecek, etik sınırlar koyacak insanlar daha çok aranacak. Bu yüzden yapay zekânın kararlarını sorgulayan, etik çerçevede geliştirilmesini sağlayan uzmanlara çok daha fazla ihtiyaç duyulacak.
SONUÇ: Geleceğin Meslekleri İnsan Odaklı Olacak
Yapay zekâ şüphesiz hayatı kolaylaştırıyor. Ancak insanın yerini tam anlamıyla alması mümkün değil. Geleceğin meslekleri 2025 ve sonrası için; insan ilişkileri, yaratıcılık, liderlik, empati ve karar verme gibi alanlarda yoğunlaşacak. Bu nedenle meslek seçiminde sadece teknik becerilere değil, insani yönlere de yatırım yapmak gerekiyor.
Yapay zekâya dirençli meslekler, bireysel yetenekleri ve duygusal zekâyı ön plana çıkarıyor. Eğer bir kariyer planlıyorsanız, teknolojiyi takip ederken, insan olmanın getirdiği avantajları da göz ardı etmeyin.
Tüm bu veriler ışığında, kariyer planlaması yaparken yalnızca teknik becerilere odaklanmak artık yeterli değil. İnsan ilişkileri, yaratıcı düşünme, empati ve problem çözme gibi nitelikler, geleceğin mesleklerinde fark yaratacak temel unsurlar olacak. Eğitim sistemlerinin ve kişisel gelişim yollarının da bu doğrultuda şekillenmesi gerekiyor. Yapay zekâ çağında öne çıkmak isteyen bireyler için artık en önemli yetenek, insan kalabilmek. Çünkü teknolojinin yapamadığını, hâlâ en iyi biz insanlar yapıyoruz: hissetmek, anlamak ve yaratmak.
Kültür-Sanat
Yapay Zeka ile Yazılan İlk Türk Tiyatrosu Sahnelendi! Eleştirmenler Ne Dedi?

Yapay zeka ile yazılan tiyatro oyunu ilk kez Türkiye’de sahnelendi. Sanat dünyasında merak uyandıran bu gelişme, “Geleceğin tiyatrosu bu mu?” sorusunu da beraberinde getirdi.
Table of Contents
Yapay zekanın sahneyle buluşması
Kültür-sanat dünyası, 2025 yılına damga vuracak bir gelişmeye şahit oldu. Türkiye’de ilk kez bir yapay zeka tarafından kaleme alınan tiyatro oyunu izleyiciyle buluştu. Oyun, İstanbul Şehir Tiyatroları’nın Beyoğlu Sahnesi’nde prömiyer yaptı ve sanatseverlerden büyük ilgi gördü.

Oyunun senaristi: Bir yapay zeka modeli
Oyun, son yıllarda geliştirilen ileri düzey bir yapay zeka modelinin yardımıyla yazıldı. Tiyatro metni; dramatik yapı, karakter gelişimi ve sahne geçişleri bakımından şaşırtıcı derecede tutarlı bulundu. Yapay zeka, Shakespeare’den Çehov’a kadar birçok yazarı analiz ederek sentezlediği özgün bir anlatı ortaya koydu.
Yapay zeka oyunu: “Hatırlamayanlar Kulübü”
Sahneye konan oyunun adı “Hatırlamayanlar Kulübü”. Konusu ise hafıza kaybı yaşayan karakterlerin zamansal ve duygusal çatışmalarını merkeze alıyor. Tiyatro eleştirmenleri, oyunun felsefi arka planını ve yapay zekanın dili kavrama yeteneğini “şaşırtıcı” olarak değerlendirdi.
Yönetmen: “Yapay zekanın duyguyu yakalaması beni büyüledi”
Oyunun yönetmeni Derya Erdem, bu deneysel projeye ilişkin şunları söyledi:
“İlk başta şüpheliydim. Ama yapay zeka sadece teknik bir anlatı sunmakla kalmadı, duyguyu da yakalamayı başardı. Bazı sahnelerde izleyiciler ağladı.”
Eleştirmenlerden tam not: Ama bir uyarı da var
Tiyatro eleştirmeni Bülent Yaman, oyunun yapay zeka tarafından yazılmış olduğunu bilmeden izleyen seyircilerin büyük çoğunluğunun bu metnin gerçek bir yazarın kaleminden çıktığını düşündüğünü belirtti. Ancak şu uyarıda bulundu:
“Bu gelişme heyecan verici ama yaratıcı zihinlerin işlevini tamamen yapay zekaya bırakmak da tehlikeli olabilir.”
Yapay zekanın kültür ve sanat üzerindeki etkisi
Bu oyunla birlikte, yapay zekanın kültür-sanat dünyasındaki etkisi daha da görünür hale geldi. Tiyatro gibi insan duygularına dayalı bir sanat dalında bile algoritmaların söz sahibi olması, “sanatın insan merkezli doğası” tartışmalarını beraberinde getirdi.
Oyunun oyuncu kadrosu ve sahne tasarımı
“Hatırlamayanlar Kulübü” adlı oyunda Zeynep Çelik, Umut Akçay ve Berke Tan gibi deneyimli oyuncular yer aldı. Sahne tasarımı ise tamamen yapay zeka tarafından önerilen 3D modellemelerle yapıldı ve fiziksel dekorlara sadık kalındı.
Tiyatro izleyicisinin tepkisi nasıl?
Oyun sonrası yapılan anketlerde izleyicilerin %83’ü yapay zekanın yazdığı oyunu “beklentilerin üzerinde” bulduğunu belirtti. Genç izleyiciler özellikle hikâyenin sürükleyiciliğini ve “gerçekçi karakterler”i öne çıkardı.

Sonuç: Geleceğin sanatçısı bir algoritma mı?
Yapay zeka ile yazılan ilk Türk tiyatro oyunu, sanatta yeni bir dönemin başladığını gösteriyor olabilir. Ancak sanatın ruhunun tamamen teknolojiye teslim edilip edilmeyeceği hâlâ tartışma konusu. Belki de gelecek, insan ile yapay zekanın birlikte üreteceği yeni bir sanat anlayışına evriliyor.
Yapay zeka ile sanat: Sınırlar ve etik sorular
Yapay zeka tarafından yazılan tiyatro oyunu büyük ilgi görse de, bu gelişme bazı etik tartışmaları da beraberinde getiriyor. Özellikle sanatçılar ve yaratıcı sektör profesyonelleri arasında, yapay zekanın üretici pozisyona geçmesinin “sanatın insani niteliğini” zayıflatıp zayıflatmadığı tartışma konusu oldu. Zira sanat yalnızca bilgi birikimiyle değil, yaşanmışlık, sezgi ve empatiyle de şekillenen bir üretim sürecidir. Peki, duyguları olmayan bir varlık, duygusal derinliği olan bir eser yaratabilir mi?
Ayrıca telif hakkı ve özgünlük gibi konular da gündeme geldi. Yapay zeka, yazım sürecinde binlerce metni analiz ederek içerik ürettiğinden, ortaya çıkan eserin gerçekten özgün olup olmadığı hukukçular tarafından sorgulanıyor. Sanatın algoritmalarla şekillenmesi, insan emeğinin ve estetik birikiminin arka plana itilip itilmediği sorularını da beraberinde getiriyor.
Tüm bu gelişmelere rağmen izleyicilerin yoğun ilgisi, gelecekte yapay zekanın tiyatrodan edebiyata, müzikten resme kadar birçok sanatsal disiplinde daha fazla söz sahibi olacağını gösteriyor.
Sanatın evrimi, her çağda teknolojiyle yeniden şekillendi. Matbaanın icadı, fotoğraf makinesinin keşfi, sinemanın doğuşu derken şimdi de sahnede yapay zeka var. Bu dönüşüm, kimi için heyecan verici bir yenilikken, kimileri içinse geleneksel sanat anlayışına bir tehdit olarak görülüyor. Ancak şurası kesin ki; yapay zeka destekli sanat üretimi, yaratıcılığın sınırlarını yeniden tanımlıyor. Belki de sanat artık yalnızca duygularla değil, verilerle de konuşacak. Önemli olan ise bu teknolojiyi, insan dokunuşunu yitirmeden nasıl kullanacağımız.
Teknoloji
İnternette 1 Dakikada Neler Oluyor? 2025 Verileri Şaşırtıyor!

Günümüzde dijital dünya artık saniyelerle yarışıyor. Bir dakikanın bile ne kadar kıymetli olduğunu, özellikle internet ortamında daha net görebiliyoruz. Peki internette 1 dakikada neler oluyor? 2025 yılına ait güncel veriler, dijitalleşmenin geldiği noktayı çarpıcı biçimde gözler önüne seriyor.
1 Dakikada 241 Milyon E-posta Gönderiliyor
İnternette geçen bir dakikalık sürede 241 milyon e-posta gönderiliyor. Çoğunluğu iş amaçlı olan bu e-postaların önemli bir kısmı pazarlama içerikleri, spam ya da ticari mesajlardan oluşuyor. E-posta pazarlaması, hala dijital pazarlamanın en etkili yöntemlerinden biri olarak gücünü koruyor.

YouTube’da 500 Saatlik Video Yükleniyor
Görsel içerik üretimi hız kesmeden devam ediyor. Her bir dakikada YouTube’a 500 saatlik yeni video yükleniyor. Bu, her gün yaklaşık 720 bin saatlik yeni video anlamına geliyor. Kullanıcıların bu videoları tüketme süresi ise her geçen yıl artıyor.
Instagram’da 70 Bin Hikâye Paylaşılıyor
Sosyal medyada görselliğin en yoğun olduğu alanlardan biri olan Instagram, dakikada yaklaşık 70 bin hikâye (story) paylaşımına sahne oluyor. Bu sayı, insanların anlık yaşamlarını paylaşma hızını ve yoğunluğunu gösteriyor. Ayrıca dakikada ortalama 66 bin beğeni gönderiliyor.
TikTok’ta 5 Milyon Video İzleniyor
TikTok, internette 1 dakikada neler oluyor sorusuna en hızlı yanıt veren platformlardan biri. 2025 verilerine göre, TikTok’ta kullanıcılar bir dakikada 5 milyon video izliyor. Kısa video formatı, özellikle genç neslin dikkatini çekmeyi sürdürüyor.
Facebook’ta 1 Milyon Giriş Yapılıyor
Meta’nın amiral gemisi olan Facebook, hâlâ dünyanın en büyük sosyal ağlarından biri. Her dakikada yaklaşık 1 milyon kullanıcı Facebook’a giriş yapıyor. Bu girişlerin önemli bir kısmı mobil cihazlardan gerçekleştiriliyor.
X (Twitter) Üzerinden 360 Bin Tweet Atılıyor
Eski adıyla Twitter olan X platformu da yüksek etkileşimli bir yapıya sahip. 2025 istatistiklerine göre, internette geçen her dakikada yaklaşık 360 bin tweet atılıyor. Bu tweet’ler arasında haberler, yorumlar, mizah içerikleri ve tartışmalar yer alıyor.
Google’da 6.3 Milyon Arama Yapılıyor
Google, dakikada 6.3 milyon arama sorgusu alıyor. Bu da saniyede yaklaşık 105 bin sorgu demek. İnsanlar haberlerden alışverişe, yemek tariflerinden hava durumuna kadar her şeyi arıyor.
Amazon’da 130 Bin Dolar Değerinde Ürün Satılıyor
E-ticaretin liderlerinden Amazon, dakikada ortalama 130 bin dolarlık satış gerçekleştiriyor. Bu satışlar çoğunlukla mobil cihazlardan yapılıyor. Kampanyalar, algoritmalar ve kullanıcı deneyimi sayesinde bu rakamlar giderek artıyor.

İnternette 1 Dakika: Bilgi, Tüketim ve Hızın Yeni Boyutu
Bu veriler, dijital çağın geldiği noktayı gösteren sadece birkaç başlık. Her geçen saniye daha fazla veri üretiliyor, paylaşılıyor ve tüketiliyor. Bu durum hem bireyler hem de markalar için dikkat çekici fırsatlar kadar riskler de barındırıyor.
İnternette 1 dakikada yaşanan bu devasa trafik, siber güvenlik, kişisel veri gizliliği, dijital bağımlılık ve dijital okuryazarlık gibi alanlarda da yeni sorumlulukları beraberinde getiriyor. Artık her kullanıcı, dijital kimliğinin farkında olmalı ve doğru içerik üretimi kadar doğru içerik tüketimi konusunda da bilinçli davranmalı.
Dijital Geleceğin Nabzı 1 Dakikada Atıyor
İnternette 1 dakikada neler oluyor sorusunun cevabı, aslında bize dijital çağın ne kadar hızlı aktığını gösteriyor. Bu hız, iş dünyasından eğlence sektörüne, kişisel alışkanlıklardan sosyal ilişkilerimize kadar her şeyi etkiliyor. 2026 yılına yaklaşırken bu sayıların daha da artması ve teknolojik dönüşümün yeni boyutlara taşınması bekleniyor.
Tüm bu veriler ışığında, internetin yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda küresel ekonominin, sosyal etkileşimin ve bilgi üretiminin omurgası hâline geldiğini net bir şekilde görebiliyoruz. Saniyeler içinde gerçekleşen bu veri akışı, aynı zamanda bireylerin dijital sorumluluklarını da artırıyor. Özellikle genç nesil, bilgiye ulaşmada hiç olmadığı kadar hızlı; fakat bu hız, beraberinde doğruluk ve güvenilirlik sorunlarını da getiriyor. İnternette 1 dakikada neler oluyor sorusu artık sadece bir istatistik değil, aynı zamanda dijital farkındalık çağrısı. Kurumlar, markalar ve bireyler bu dijital hareketliliği anlamak ve yönlendirmek zorunda. Aksi takdirde bu devasa dijital selin içinde kaybolmak işten bile değil. Gelecek nesillerin daha bilinçli, daha güvenli ve daha verimli bir dijital dünyada yaşayabilmesi için bu rakamları sadece izlemek değil, anlamlandırmak ve yön vermek gerekiyor. Bu bağlamda hem bireysel hem de kurumsal düzeyde dijital okuryazarlığın artırılması büyük önem taşıyor.
Teknoloji
Grok Soruşturması Başladı! Ankara’dan Erişim Engeli Kararı Geldi

X platformunun yapay zekâ asistanı Grok, Atatürk ve dini değerlere yönelik içerikleriyle büyük tepki topladı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçti.
Yapay zekâ teknolojisinin dünya genelinde hızla yaygınlaştığı bu dönemde, X (eski adıyla Twitter) platformunda kullanılan Grok isimli yapay zekâ asistanı, Türkiye’de büyük bir tartışma yarattı. Geliştirici şirket xAI tarafından entegre edilen bu yapay zekâ aracı, geçtiğimiz günlerde bazı sorulara verdiği yanıtlarda kamuoyunda hassasiyet yaratan ifadelere yer verdi.

Tepki Çeken Cevaplar Ülke Gündemine Oturdu
Sosyal medyada çok sayıda kullanıcı, Grok’un verdiği yanıtların Mustafa Kemal Atatürk’e, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a ve İslam dini gibi kutsal değerlere hakaret içerdiğini iddia etti. Bu iddiaların ardından Grok’un ekran görüntüleri hızla yayıldı ve konu, Twitter, Instagram ve haber portallarında gündem oldu.
Durumun ciddiyet kazanması üzerine Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı resen soruşturma başlattı. Başsavcılıktan yapılan açıklamada, içeriklerin Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine ve halkın dini inançlarına yönelik alenen hakaret niteliği taşıdığı belirtildi.

Mahkemeden Erişim Engeli Kararı Çıktı
Başsavcılığın talebi üzerine sulh ceza mahkemesi, erişim engeli kararı alarak Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK) bildirdi. Kararın uygulanmasıyla birlikte Grok’un Türkiye’deki erişimi kısıtlandı. Erişim engelinin geçici mi kalıcı mı olacağı ise önümüzdeki günlerde alınacak yeni mahkeme kararlarıyla netleşecek.
Yetkililer, bu tür teknolojik araçların etik ve hukuki sınırlarının çizilmesinin önemli olduğunu belirtiyor. Zira yapay zekâ sistemleri, kullanıcıdan gelen girdilere yanıt verirken, ülke özelinde kültürel ve yasal hassasiyetleri göz önünde bulundurmalı.
xAI ve X’ten Açıklama Gecikmedi
Yaşanan gelişmeler üzerine yapay zekâyı geliştiren xAI şirketi ile sosyal medya platformu X ortak bir açıklama yayınladı. Açıklamada, uygunsuz içeriklerin fark edilmesinin ardından acil önlemlerin alındığı belirtildi:
“Grok’un bazı içeriklerinin topluluk standartlarına aykırı olduğunu gördüğümüzde derhal müdahale ettik. Şu anda filtreleme sistemimizi yeniden yapılandırıyor ve benzer durumların tekrar yaşanmaması için teknik önlemler alıyoruz. Türkiye özelinde hassasiyetlerin farkındayız.”
Bu açıklama, kamuoyunun öfkesini tam anlamıyla yatıştırmasa da, şirketlerin bu tür olaylara karşı daha dikkatli davranacaklarının sinyalini verdi.

Türkiye’de Yapay Zekâ Denetimi Gündemde
Bu olay yalnızca Grok’u değil, genel anlamda yapay zekânın geleceğini de tartışmaya açtı. Hukukçular, yapay zekâ sistemlerinin ürettiği içeriklerden sorumluluğun kimde olduğu sorusunu yeniden gündeme getirdi. Özellikle “otomatik içerik üretimi” ile “kasıtlı hakaret” arasında nasıl bir ayrım yapılması gerektiği konusunda fikir ayrılıkları var.
Teknoloji hukuku uzmanı Av. Ayşegül Koç, konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
“Yapay zekânın herhangi bir niyet taşımadığı açıktır. Ancak bu sistemleri geliştiren, yöneten ve yayınlayan tüzel kişiliklerin denetim sorumluluğu büyüktür. Türkiye, bu olayla birlikte yerel düzenlemelerini hızlandırabilir.”
Toplumda Artan Endişe
Sosyal medya kullanıcıları arasında oluşan tepki dalgası, yalnızca içerikler nedeniyle değil, aynı zamanda bu içeriklerin algoritmalar tarafından nasıl üretildiğiyle de ilgili. “Grok ne kadar özgür?” ve “Yapay zekâ ne zaman sınırsız hâle gelir?” gibi sorular kamuoyunun dikkatini çekmeye başladı.
Ayrıca bazı kullanıcılar, bu olayın yapay zekâya olan genel güveni zedeleyebileceğini düşünüyor. Özellikle çocuk ve genç kullanıcıların bu tür içeriklere maruz kalma ihtimali, ebeveynler tarafından endişeyle karşılandı.
Dijital Denetim İçin Yeni Adımlar Atılabilir
BTK ve Adalet Bakanlığı, olay sonrası bir dizi teknik ve hukuki adım atmaya hazırlanıyor. Özellikle yapay zekâ temelli uygulamaların Türkiye’de lisanslandırılması ve belirli denetim süreçlerine tabi tutulması gündeme gelebilir.
Bunun yanı sıra, sosyal medya platformlarına Türkiye’de ofis açma zorunluluğu gibi geçmiş düzenlemelere benzer bir uygulamanın, yapay zekâ sistemleri için de getirilmesi tartışılıyor.
Uzun Vadeli Etkiler Ne Olur?
Grok’un verdiği yanıtlardan kaynaklı kriz, uzun vadede hem teknoloji firmalarını hem de yasal düzenleyicileri etkileyecek gibi görünüyor. Uzmanlara göre, bu tür olaylar yalnızca bir sistemsel hata olarak değerlendirilmemeli, aynı zamanda yeni çağın hukuki, etik ve sosyal sınırlarını da belirlemeye yardımcı olmalı.
Önümüzdeki süreçte Grok soruşturmasının yalnızca bir örnekle sınırlı kalmayabileceği konuşuluyor. Türkiye gibi toplumsal hassasiyetleri yüksek ülkelerde, yapay zekâ tabanlı sistemlerin daha sıkı denetlenmesi gerekliliği bir kez daha gündeme geldi. Hukukçular ve teknoloji uzmanları, bu tarz krizlerin tekrar yaşanmaması için ulusal etik kurullar oluşturulması gerektiği görüşünde birleşiyor. Ayrıca, yapay zekânın eğitildiği veri setlerinin kültürel filtrelerle güncellenmesi çağrısı yapılıyor. Türkiye’de yaşanan bu ilk ciddi yapay zekâ krizinin, dünya genelinde de benzer tartışmalara öncülük etmesi bekleniyor. Özellikle Avrupa ülkelerinde yapay zekâ yasalarının güncellenmesi sürecine Türkiye’den gelen bu örnek olayın dahil edilebileceği de gelen bilgiler arasında.
-
Haberler3 hafta ago
Anoreksiya hakkında bilinmeyenler! Nihal Candan’ın Vefatına Yol Açan Anoreksiya Nedir?
-
Kadın ve Moda3 hafta ago
Fenerbahçe Kutlamasını Sallayan Mecnun Giasar Kimdir? Hande Yener’le Sahneye Çıkınca Sosyal Medya Çalkalandı!
-
Spor3 hafta ago
Lyon Küme Düştü mü? Fransa Ligi Devinden Şok Karar!
-
Yemek & Sağlık4 hafta ago
2025’in En Sağlıklı Beslenme Trendi: Mavi Bölge Diyeti Neden Bu Kadar Popüler Oldu?
-
Teknoloji3 hafta ago
TOGG T10F Özellikleri ve Satış Tarihi Belli Oldu: İşte Yeni Yerli Otomobilin Tüm Detayları
-
Kültür-Sanat3 hafta ago
Sezen Aksu’dan Gönülleri Dağlayan Albüm: “Paşa Gönül Şarkıları” Yayınlandı!
-
Teknoloji4 hafta ago
Yapay Zekâ 2025’te Nerede? Yeni Teknoloji Dalgası Hangi Sektörleri Dönüştürüyor?
-
Teknoloji4 hafta ago
Trump Apple Üretim Kararında Neden Israrcı? Çin’den ABD’ye Geri Dönüş Planı