Haberler
İsrail İran Savaşı Başladı mı? Ortadoğu’da Tehlikeli Tırmanışın Şifreleri

Ortadoğu bir kez daha ateş çemberine girdi. Son günlerde artan askeri hareketlilik ve karşılıklı tehdit açıklamaları, İsrail İran savaşı senaryosunu yeniden dünyanın gündemine taşıdı. İsrail’in gerçekleştirdiği geniş çaplı hava operasyonu ve İran’ın buna verdiği karşılık, bölgede büyük bir çatışmanın habercisi olabilir.
🛩️ Hava Operasyonlarıyla Başlayan Süreç
İsrail Savunma Kuvvetleri, geçtiğimiz hafta İran topraklarına yönelik nokta atışı hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılarda İran’ın balistik füze altyapısına, askeri üslerine ve nükleer tesislerine ciddi hasar verildiği iddia ediliyor. Operasyon, Tel Aviv yönetiminin “önleyici güvenlik hamlesi” olarak tanımlandı.
İran ise bu saldırılara misilleme olarak yüzlerce insansız hava aracı ve kısa menzilli füze ile İsrail’e karşılık verdi. Karşılıklı saldırılar sırasında hem İsrail hem de İran kaynakları, çok sayıda askeri personelin ve sivilin zarar gördüğünü açıkladı.
🧭 İsrail İran Savaşı Neden Gündemde?
Aslında İsrail İran savaşı olasılığı uzun zamandır uluslararası güvenlik uzmanlarının gündeminde yer alıyor. Bu iki ülke, özellikle İran’ın nükleer programı nedeniyle yıllardır diplomatik ve istihbarat düzeyinde karşı karşıya gelmekteydi.
İsrail, İran’ın nükleer silah geliştirmesini ulusal güvenliğe doğrudan tehdit olarak görüyor. İran ise bölgedeki askeri gücünü ve nüfuzunu artırma çabasında. Tüm bu nedenler, bugün yaşanan sıcak çatışmaların arka planını oluşturuyor.
🌍 Dünya Ne Diyor?
Dünya liderleri, bu gelişmeleri endişeyle izliyor. Amerika Birleşik Devletleri, İsrail’e olan desteğini vurgularken, Avrupa Birliği ülkeleri çatışmanın daha fazla büyümemesi için çağrıda bulunuyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise acil toplantı çağrısı yaptı.
Ayrıca, Çin ve Rusya gibi küresel aktörler de taraflara itidal çağrısında bulundu. Çünkü bu tür bir savaşın sadece iki ülkeyi değil, tüm Orta Doğu’yu içine alabilecek bir felakete dönüşmesi ihtimali oldukça yüksek.
💥 Enerji ve Ekonomi Etkileri
Çatışmaların ardından petrol fiyatlarında %10’a varan bir artış gözlemlendi. Hürmüz Boğazı’nda yaşanan güvenlik endişesi, dünya ticaretini de tehdit ediyor. Uzmanlara göre, İsrail İran savaşı, küresel ekonomide enerji tedarik zincirini bozabilecek güçte bir kırılmaya yol açabilir.
Aynı zamanda İsrail’deki turizm, tarım ve teknoloji sektörlerinde ciddi dalgalanmalar başladı. İran ekonomisi ise zaten yaptırımlarla boğuşurken, bu yeni askeri gerilimle daha da baskı altına girebilir.
📌 Türkiye’nin Tutumu
Türkiye, geleneksel olarak taraflar arasında denge politikası izlemeye çalışıyor. Dışişleri Bakanlığı, “sivillerin zarar görmemesi” ve “diplomatik yolların açık tutulması” çağrısında bulundu. Ankara’nın krizde arabulucu rol üstlenme ihtimali üzerinde duruluyor.
🔍 İsrail İran Savaşı Nereye Gidiyor?
Uzmanlara göre bu çatışmalar kontrollü bir seviyede tutulmazsa, İran’ın müttefiki olan milis gruplar da devreye girebilir. Lübnan Hizbullahı, Suriye’deki İran yanlısı unsurlar ve Yemen’deki Husiler gibi yapılar bölgesel bir savaşı tetikleyebilir.
Bu nedenle, sadece İsrail ve İran değil; Irak, Suriye, Lübnan ve hatta Körfez ülkeleri de risk altında olabilir.
✅ Sonuç: Geri Sayım Başladı mı?
Son yaşanan gelişmeler, İsrail İran savaşı ihtimalinin artık sadece bir olasılık değil, gerçek bir tehlike olduğunu gösteriyor. Her iki taraf da askeri hazırlıklarını artırırken, uluslararası kamuoyu büyük bir endişe içinde gelişmeleri izliyor. Savaşın boyutu büyür mü bilinmez ama kesin olan şu: Ortadoğu’da artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
Haberler
Rusya Deprem: 8,8 Büyüklüğünde Sarsıntı Sonrası Tsunami İki Ülkeyi Vurdu

Rusya deprem haberleri, dünya genelinde büyük endişe yarattı. Rusya’nın doğusundaki Kamçatka açıklarında sabaha karşı meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki şiddetli deprem, bölgede paniğe yol açarken Pasifik Okyanusu çevresindeki birçok ülke için tsunami alarmı verildi. Dev dalgalar, Rusya ve Japonya’nın bazı kıyı kentlerini vurdu, milyonlarca kişi tahliye edildi. Uzmanlar, olayın son 70 yılın en güçlü sarsıntılarından biri olduğunu söylüyor.
1952’den Bu Yana En Güçlü Rusya Depremi
Rusya Bilimler Akademisi Jeofizik Servisi, depremin Kamçatka açıklarında, deniz tabanının yaklaşık 40 kilometre altında meydana geldiğini açıkladı. Yerel saatle 03.00 sularında yaşanan bu Rusya deprem, 1952’den bu yana kaydedilen en büyük sarsıntılardan biri olarak kayıtlara geçti. Deprem sonrası bölgede onlarca artçı sarsıntı oluştu. Yetkililer, artçıların günlerce sürebileceğini, tsunami riskini de artırabileceğini belirtti.
Severo-Kurilsk ve Çevresi Tsunami ile Sular Altında
Depremin hemen ardından oluşan tsunami dalgaları, Rusya’nın Severo-Kurilsk kentini vurdu. 2 metreyi aşan dalgalar liman bölgesini, balıkçılık tesislerini ve bazı konut alanlarını sular altında bıraktı. Elektrik hatları zarar gördü, ulaşım yolları kapanırken halk acilen tahliye edildi. Rusya Acil Durumlar Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Severo-Kurilsk ve çevresindeki tüm vatandaşlarımız güvenli bölgelere yönlendirildi, acil yardım çalışmaları devam ediyor” denildi.

Japonya’da Fukuşima Alarma Geçti
Rusya deprem sonrası tsunami dalgaları Japonya’nın kuzey kıyılarına ulaştı. Fukuşima Nükleer Santrali’ndeki tüm personel tahliye edilirken Hokkaido ve çevresindeki bölgelerde acil durum ilan edildi. Japon hükümeti, kıyı şeridinde yaşayan milyonlarca insana yüksek bölgelere geçmeleri için uyarılar gönderdi. Hatırlanacağı üzere 2011’deki 9,0 büyüklüğündeki deprem ve tsunami felaketi, Fukuşima’da büyük bir nükleer sızıntıya yol açmıştı.
ABD’nin Hawaii eyaletinde de tsunami uyarısı yapıldı. Limanlara gemi girişleri yasaklandı, bazı uçuş rotaları değiştirildi veya iptal edildi. Kaliforniya sahillerinde halka denizden uzak durma çağrısı yapıldı.
Pasifik Genelinde Tsunami Uyarısı
Çin, Filipinler, Endonezya, Şili, Peru ve Meksika dahil birçok ülke, Rusya deprem sonrası tsunami riskine karşı alarm durumuna geçti. Çin Doğal Kaynaklar Bakanlığı “sarı alarm” yayınlarken, Filipinler Volkanoloji ve Sismoloji Enstitüsü halkı sahillerden uzaklaşmaya çağırdı. Şili’de dalga boylarının 1,4 metreye kadar çıkabileceği bildirildi.
Uzmanlar, Pasifik’teki fay hatlarının yüksek gerilim altında olduğunu ve bu tür depremlerin domino etkisiyle başka bölgelerde de sarsıntılara yol açabileceğini belirtiyor.

Tsunami Nedir, Nasıl Oluşur?
Tsunami, deniz tabanında meydana gelen güçlü sarsıntıların veya volkan patlamalarının neden olduğu dev dalgalardır. Rusya deprem gibi büyük magnitüdlü depremler, deniz tabanının ani yükselip alçalmasına yol açarak dev su kütlelerini harekete geçirir. Bu dalgalar açık denizde büyük hızla ilerler, kıyıya yaklaştıkça sıkışarak boyutlarını büyütür ve yıkıcı etkilere yol açar.
Tarihte, 2004 Hint Okyanusu tsunamisi yaklaşık 220.000 kişinin ölümüne sebep olmuş, 23.000 Hiroşima atom bombasına eşdeğer enerji açığa çıkmıştı. Pasifik Okyanusu ise aktif fay hatları nedeniyle bu felaketlerin en sık yaşandığı bölge olarak biliniyor.
Rusya Deprem Sonrası Can Kaybı ve Maddi Hasar
Henüz kesin rakamlar açıklanmasa da ilk verilere göre Rusya deprem sonrası onlarca yaralı, kayıp ve büyük çaplı maddi hasar olduğu bildirildi. Severo-Kurilsk’te altyapının ciddi şekilde zarar gördüğü, bazı bölgelerde iletişimin kesildiği, elektrik ve su hatlarının çalışmaz hale geldiği aktarıldı. Tahliye edilen halk geçici barınma alanlarına yönlendirildi, yardım ekipleri bölgeye sevk edildi.
Japonya’da tsunami nedeniyle bazı kıyı kasabalarında evler zarar gördü, ulaşım hatlarında kesintiler yaşandı. Hawaii ve Kaliforniya’da deniz seviyesi gözle görülür şekilde yükseldi.
Uzmanlardan Yeni Deprem ve Tsunami Uyarısı
Deprem uzmanları, Rusya deprem sonrası bölgede yeni ve güçlü artçı sarsıntılar olabileceğini vurguluyor. Tsunami dalgalarının Pasifik boyunca saatlerce hatta günlerce sürebileceği belirtiliyor. Yetkililer kıyı şeridinde yaşayan vatandaşların resmi açıklamalara uymalarını, deniz kenarından uzak durmalarını istiyor.
Rusya merkezli jeolog Sergey Ivanov, “Bölgede enerji boşalması tam gerçekleşmediği için önümüzdeki 48 saat kritik. Artçıların bazıları 6,5 büyüklüğüne kadar ulaşabilir” dedi. Japon uzmanlar ise nükleer santrallerin güvenliği konusunda sürekli takip yapıldığını duyurdu.
Sonuç: Pasifik Alarmda, Risk Halen Devam Ediyor
Rusya deprem, sadece Rusya’yı değil tüm Pasifik kıyılarını alarma geçirdi. Milyonlarca insan evlerinden tahliye edildi, yüzlerce yerleşim yeri tehlike altında bulunuyor. Artçı sarsıntılar ve yeni tsunami dalgalarının oluşma ihtimali endişeleri artırıyor.
Yetkililer, risk tamamen ortadan kalkana kadar kıyı bölgelerinin güvenli olmadığını belirtiyor. Uzmanlar, Pasifik’teki büyük fay hatlarının aktif olması nedeniyle bu tür felaketlerin önümüzdeki yıllarda artabileceğini, bölge ülkelerinin afet hazırlıklarını güçlendirmesi gerektiğini vurguluyor.
Haberler
2025 Orman Yangınları Cumhuriyet Tarihinin En Büyüğü mü? İşte Kapsamlı Karşılaştırma

Türkiye, 2025 yılına girdiği andan itibaren doğayla büyük bir sınav vermeye başladı. Özellikle yaz aylarında etkili olan 2025 orman yangınları, sadece yeşil alanları değil, Türkiye’nin çevre politikalarını ve afet yönetim reflekslerini de test etti. Bu haberimizde, 2025 orman yangınlarını Cumhuriyet tarihi boyunca yaşanan diğer büyük yangınlarla karşılaştırıyor, neden bu kadar arttığını ve gelecekte bizi nelerin beklediğini tüm detaylarıyla aktarıyoruz.
Cumhuriyet Tarihinde Öne Çıkan Orman Yangınları
Türkiye’nin ormanlarla olan tarihi her zaman zorluklarla dolu olmuştur. Ancak yangınlar, sadece doğayı değil, aynı zamanda ekonomiyi, turizmi ve ekosistemi de etkileyen ciddi felaketlerdir.

Tarihteki Büyük Yangınlar:
- 1945 Manavgat Yangını: 6.200 hektar orman yandı.
- 1994 Milas-Bodrum Yangını: 12.500 hektar alan zarar gördü.
- 2008 Mersin-Gülnar Yangını: 15.000 hektar kül oldu.
- 2021 Yangın Felaketi: 3.394 yangınla toplamda 140.000 hektar orman yok oldu.
Bu veriler, Türkiye’nin geçmişte de büyük orman yangınlarına sahne olduğunu gösteriyor. Ancak 2025 orman yangınları, bu yangınları gölgede bırakacak boyutlara ulaştı.
2025 Orman Yangınları Verileri: Tarihi Felaketi Geride Mi Bıraktık?
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ilk 7 aylık verilerine göre, 2025 orman yangınlarında:
- 2.830 ayrı yangın kaydedildi.
- Toplamda 152.000 hektar ormanlık alan kül oldu.
- Yanan alanların %35’i koruma altındaki milli parklar ve sit alanları içindeydi.
- Yangınların %18’inde sabotaj şüphesi bildirildi.
Bu rakamlar, sadece yangın sayısında değil, etki alanı ve verdiği zarar açısından da 2025 orman yangınlarını Cumhuriyet tarihinin en yıkıcıları arasına yerleştiriyor.

2025 Orman Yangınlarının Artış Sebepleri
2025 yılına damga vuran bu yangınların neden bu kadar sık ve şiddetli olduğu konusunda uzmanlar şu faktörleri öne çıkarıyor:
1. İklim Krizi ve Kuraklık
2025 yılında Akdeniz ve Ege bölgeleri, son 50 yılın en düşük yağış ortalamalarını gördü. Sıcak hava dalgaları, yangın riskini maksimuma çıkardı.
2. Orman İçi Yerleşim ve Kaçak Yapılaşma
Yangınların %27’si orman sınırlarına yapılan kaçak yapıların yakınında başladı. Bu yapılar yangının hem çıkış hem de yayılma alanını artırıyor.
3. Müdahale Yetersizliği
Yangına müdahale süresi 2025’te ortalama 17 dakikaya çıktı. 2021’de bu süre 12 dakikaydı. Uçak ve helikopter eksikliği ciddi sorun oluşturdu.
4. Enerji Hattı Kaynaklı Yangınlar
413 yangın, elektrik direği ve kabloların teması sonucu başladı. Bu oran, 2025 yangınlarının %14,5’ini oluşturuyor.

Tarihi Kıyaslama Tablosu
Yıl | Yangın Sayısı | Yanan Alan (Hektar) |
---|---|---|
1945 | 328 | 7.800 |
1994 | 613 | 12.500 |
2021 | 3.394 | 140.000 |
2025 | 2.830 | 152.000 |
Bu tablo açıkça gösteriyor ki, 2025 orman yangınları, etki alanı açısından Cumhuriyet tarihinin en büyük felaketi olabilir.
Uzmanlar Uyarıyor: “Bu Daha Başlangıç”
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nden Prof. Dr. Ercan Aksoy’a göre:
“Eğer iklim değişikliğiyle ilgili politikalar hayata geçirilmezse, 2025 sadece bir fragmandı. 2030’a kadar yılda 200 bin hektarın kaybı mümkündür.”
Neler Yapılmalı? Çözüm Önerileri
2025 orman yangınları sonrası alınması gereken önlemler:
- Orman köylerinde gönüllü yangın timleri kurulmalı.
- Yangın erken uyarı sistemleri her bölgeye entegre edilmeli.
- Koruma altındaki alanlarda insan trafiği sınırlandırılmalı.
- Orman Genel Müdürlüğü’ne ayrılan bütçe artırılmalı.
- Drone ve yapay zeka destekli izleme sistemleri devreye alınmalı.
Sonuç: 2025 Orman Yangınları Bir Uyarıdır
2025 orman yangınları, sadece geçmişle kıyaslandığında değil, geleceğe dair ciddi bir uyarı olarak da değerlendirilmelidir. Cumhuriyet tarihindeki tüm yangınları geride bırakan bu felaket, Türkiye’nin doğasını koruma konusundaki reflekslerinin ne kadar zayıf kaldığını bir kez daha ortaya koydu.
Gerekli önlemler alınmazsa, Türkiye her yıl daha fazla ormanını, dolayısıyla geleceğini kaybetmeye mahkûm olacaktır.
Ormanlar Giderse Gelecek Gider: 2025’in Ardından Yeniden Düşünmeliyiz
2025 orman yangınları, sadece ağaçları değil, bir ülkenin belleğini ve geleceğini de yakıp geçti. Çünkü ormanlar sadece oksijen kaynağı değil, aynı zamanda kültürel mirasın, canlı çeşitliliğinin ve sosyal dengenin temel taşıdır. Yanan her çam ağacıyla birlikte, binlerce canlı yuvasını kaybetti; toprak yapısı bozuldu, hava kalitesi düştü ve bölge halkı hem ekonomik hem psikolojik olarak ağır darbeler aldı. Yangınların ardından, yeniden ağaçlandırma çalışmaları başlasa da doğanın iyileşmesi yıllar alacak. Üstelik bu felaket, bir doğa olayı değil; insan eliyle hızlanan, ihmalle büyüyen bir sonuçtur.
Haberler
TCMB Faiz İndirimi Kararı Ne Anlama Geliyor? Otomotiv ve Ekonomi Üzerindeki Etkileri

TCMB Faiz İndirimi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Mart ayında ara verdiği faiz indirimlerine Temmuz ayında yeniden başladı. Politika faizi olan bir haftalık repo faiz oranı, 300 baz puan düşürülerek %46’dan %43’e çekildi. Ekonomide dezenflasyon sürecine dair işaretlerin güçlendiği bu dönemde gelen faiz kararı, hem finans çevrelerinde hem de reel sektörde yankı uyandırdı.
TCMB Faiz İndirimi Ne Anlama Geliyor?
Merkez Bankası’nın açıkladığı yeni karar doğrultusunda, politika faizi yüzde 46 seviyesinden yüzde 43’e düşürüldü. Ayrıca gecelik borç verme faizi yüzde 49’dan 46’ya, borçlanma faizi ise yüzde 44,5’ten 41,5’e indirildi. Bu oranlar, para politikasında daha gevşek bir yaklaşıma geçildiğinin işareti olarak değerlendiriliyor.
TCMB, karar metninde bundan sonraki süreçte atılacak adımların “enflasyon görünümüne odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı” bir şekilde planlanacağını vurguladı. Bu durum, faiz indirimlerinin devam etme olasılığının güçlü olduğuna işaret ediyor.

TCMB Faiz İndirimi ve Enflasyon Beklentileri
Haziran ayında enflasyonun yatay seyretmesi ve Temmuz ayında “aya özgü” sebeplerle artış beklenmesi, TCMB’nin faiz indirimi kararında etkili oldu. Banka, yakın dönem verilerinin talep koşullarının dezenflasyonist etkisini artırdığına işaret etti.
Ancak, fiyatlama davranışlarının ve enflasyon beklentilerinin risk oluşturmaya devam ettiğini söyleyen TCMB, gerektiğinde para politikası araçlarının etkili şekilde kullanılacağını da belirtti.
Piyasalar ve TCMB Faiz İndirimi
Piyasalarda faiz indirimi beklentisi vardı ancak TCMB’nin 300 baz puanlık indirimi, tahminlerin biraz üzerinde geldi. Bloomberg HT anketine katılan ekonomistlerin beklentisi 250 baz puanlık bir indirim yönündeydi. Kararın ardından döviz kurlarında sınırlı hareketlenme görülürken, Borsa İstanbul’da kısa süreli yukarı yönlü tepkiler oluştu.
Hükümetin Politika Uyumu: Faiz İndirimi Tek Başına Yeterli mi?
TCMB karar metninde para politikası duruşunun maliye politikalarıyla eşgüdüm içinde yürütüleceği vurgulandı. Bu da demek oluyor ki, sadece TCMB faiz indirimi değil; aynı zamanda bütçe dengeleri, kamu harcamaları ve vergi politikaları da ekonomi yönetiminin temel araçları arasında yer alacak.
Uzmanlar Ne Diyor?
Ekonomistler, faiz indirimi kararını iki yönlü değerlendiriyor. Kimi uzmanlara göre bu adım, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir; ancak yüksek enflasyon ortamında atılan bu adımların kontrollü olması gerektiği vurgulanıyor. Bazı ekonomistler ise, faiz indirimlerinin kur ve enflasyon üzerinde baskı oluşturabileceği konusunda uyarıyor.
TCMB’nin Gelecekteki Faiz Hamleleri Ne Olacak?
TCMB karar metni, ileriki adımların toplantı bazlı ve veri odaklı olacağını belirtiyor. Bu durum, Merkez Bankası’nın her ay piyasadaki verileri dikkatle değerlendireceği anlamına geliyor. Önümüzdeki aylarda enflasyonda kalıcı bir düşüş görülmesi halinde faiz indirimlerinin devamı gelebilir.
Faiz Kararı Tüketici ve İşletmeleri Nasıl Etkileyecek?
TCMB faiz indirimi, bireyler ve şirketler için daha düşük borçlanma maliyeti anlamına geliyor. Bu, konut kredisi, taşıt kredisi ve ticari kredilerde faiz oranlarının düşmesini beraberinde getirebilir. Ancak bu etkinin kredi politikalarına nasıl yansıyacağı, bankaların risk algısına bağlı olacak.

Faiz İndirimi Ekonomiye Nefes Aldırabilir mi?
Bu karar, özellikle reel sektörde nakit akışı sorunları yaşayan işletmeler için olumlu bir gelişme olabilir. Ancak yüksek enflasyon ve kur volatilitesinin sürdüğü bir ortamda faiz indirimlerinin sınırlı etkisi olacağı da unutulmamalı. Krediye erişimin kolaylaşması, iç talebin artmasına neden olabilir; ancak bu, yeniden enflasyon baskısı doğurursa ters bir etki de yaratabilir.
Sonuç: TCMB Faiz İndirimi Ekonominin Yeni Rotasını Belirliyor
TCMB’nin Temmuz 2025 faiz indirimi kararı, Türkiye ekonomisinde yeni bir dönemin işaret fişeği olabilir. Bu adım, hem Merkez Bankası’nın para politikası anlayışında bir değişimin habercisi, hem de piyasaların nabzını tutan güçlü bir sinyaldir. Ancak tek başına faiz indirimi yeterli olmayacaktır. Enflasyonla mücadele, bütçe dengesi, yapısal reformlar ve yatırım ortamının güçlendirilmesi de bu sürecin tamamlayıcı unsurlarıdır.
Sonuç olarak, TCMB faiz indirimi, ekonomi yönetiminin kısa vadeli canlandırma hedeflerine ulaşmasında önemli bir araçtır. Ancak bu aracın etkinliği, diğer politikaların tutarlılığı ve piyasa güveniyle doğrudan ilişkilidir. Gelecek aylarda hem piyasa tepkileri hem de TCMB’nin yeni adımları bu dengenin kaderini belirleyecek.
-
Haberler3 hafta ago
Yeni İletişim Başkanı Burhanettin Duran Kimdir? Fahrettin Altun Görevi Bıraktı.
-
Kültür-Sanat3 hafta ago
Bu Sene En Çok İzlenen Netflix Dizileri: Türkiye ve Globalde Zirvede Neler Var?
-
Eğlence2 hafta ago
iShowSpeed Kimdir, Gerçek Adı Ne, Kaç Yaşında, Nereli? Türkiye Ziyareti Olay Oldu!
-
Haberler3 hafta ago
Yiğit Bulut Hayatını Kaybetti: Kimdir, Hangi Görevlerde Bulundu, Gündem Olan Sözleri Neydi?
-
Yemek & Sağlık3 hafta ago
Deja Vu Nedir? Bilinçaltımızdan Gelen Şaşırtıcı Bir Mesaj mı?
-
Teknoloji3 hafta ago
WiFi Açıkken Uyumak Vücudunuza Neler Yapıyor? Gerçekler Şaşırtabilir!
-
Teknoloji2 hafta ago
Geleceğin Meslekleri 2025: Yapay Zekadan Etkilenmeyen 10 İş Alanı
-
Spor4 hafta ago
Baba Hüsnü Kimdir? Beşiktaş’ın, Türk Futbolunun ve İstihbaratının Efsanesi ve Gizli Kahramanı