Connect with us

Haberler

Anoreksiya hakkında bilinmeyenler! Nihal Candan’ın Vefatına Yol Açan Anoreksiya Nedir?

Published

on

Sosyal medya fenomeni ve televizyon dünyasının tanınan isimlerinden biri olan Nihal Candan, uzun süredir mücadele ettiği ciddi bir yeme bozukluğu olan anoreksiya nedeniyle hayatını kaybetti. Bu acı kayıp, birçok kişinin bu hastalık hakkında yeniden düşünmesine neden oldu. Peki, anoreksiya nedir, nasıl gelişir ve neden bu kadar tehlikelidir?

Genç yaşta gelen büyük trajedi

Nihal Candan, kardeşi Bahar Candan ile birlikte uzun yıllardır ekranların dikkat çeken yüzlerinden biriydi. Moda programlarıyla ün kazanan ve sosyal medya içerikleriyle geniş bir kitleye ulaşan Nihal, son dönemlerde yaşadığı sağlık problemleriyle gündeme gelmişti.

Özellikle cezaevi sürecinden sonra aşırı kilo kaybı yaşayan Candan, yakın çevresi tarafından ciddi bir yeme bozukluğuyla mücadele ettiği yönünde uyarılmıştı. Yapılan tetkikler sonucunda ona “anoreksiya nervoza” teşhisi kondu. Ne yazık ki bu teşhis çok geç konulmuştu.

Peki, anoreksiya nedir?

Anoreksiya, tıbbi adıyla anoreksiya nervoza, kişinin beden algısında bozulmalar yaşamasıyla başlayan ve aşırı zayıflama isteğiyle yemek yemeyi reddetme gibi davranışlara yol açan psikolojik bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya hastaları genellikle aynaya baktıklarında kendilerini olduklarından çok daha kilolu görürler ve bu algı sapması onları aç kalmaya, yemeklerden kaçınmaya ve hatta bazen aşırı egzersiz yapmaya iter.

anoreksiya nedir

Bu hastalık sadece fiziksel değil; psikolojik etkileriyle de son derece yıkıcıdır. Depresyon, özgüven eksikliği, sosyal izolasyon ve kaygı bozuklukları gibi ruhsal sorunlarla birlikte ilerler.

Anoreksiya belirtileri nelerdir?

  • Aşırı kilo kaybı ve sürekli zayıf kalma arzusu
  • Yiyeceklerden kaçınma, yemek yememe
  • Sürekli diyet yapma ve kalori hesaplama
  • Soğuk havaya karşı aşırı hassasiyet
  • Saç dökülmesi, tırnaklarda kırılma
  • Kadınlarda adet döngüsünün kesilmesi
  • Konsantrasyon eksikliği ve yorgunluk
  • Kendini sürekli şişman hissetme

Nihal Candan’ın çevresindekiler de bu belirtileri sıkça gözlemlediklerini dile getirmişti. Ancak çoğu anoreksiya hastasında olduğu gibi, kişi bu hastalığı kabul etmiyor ve yardım almak istemiyor.

2025’in En Sağlıklı Beslenme Trendi: Mavi Bölge Diyeti Neden Bu Kadar Popüler Oldu?

Tedavi edilmezse ne olur?

Anoreksiya tedavi edilmediğinde hayati tehlike doğurabilecek sonuçlar doğurabilir. Kalp ritm bozuklukları, tansiyon düşüklüğü, organ yetmezliği ve kas erimesi gibi fiziksel komplikasyonlar yaşanabilir. Uzmanlara göre, en yüksek ölüm oranına sahip olan psikolojik hastalıkların başında gelmektedir.

Nihal Candan da tedavi sürecine geç kalınan örneklerden biri oldu. Son dönemde vücut ağırlığı 25 kilograma kadar düşmüş, yaşamsal organ fonksiyonlarında ciddi bozulmalar başlamıştı. Anoreksiya, yalnızca zayıf kalma arzusu değil; ölümcül bir hastalıktır.

Sosyal medya ve toplumsal baskının rolü

Uzmanlara göre anoreksiya hastalığının artışında sosyal medya büyük bir rol oynuyor. İnceliğin güzellik standardı haline gelmesi, estetik kaygılar, filtreli fotoğraflar ve mükemmel görünme baskısı, gençleri bu tuzağa sürüklüyor.

Nihal Candan da yıllardır kamuoyunun gözü önünde yaşayan biri olarak bu baskılara maruz kalmış olabilir. Sürekli güzel görünme ihtiyacı, kameralar karşısında kusursuz olma arzusu ve toplumsal beklentiler, onun psikolojik olarak yıpranmasına yol açmış olabilir.

nihal candan anoreksiya'dan öldü

Aileler ne yapmalı?

Anoreksiya hastalığında en önemli şey erken teşhistir. Aileler, çocuklarında kilo takıntısı, yemek yeme reddi, sürekli diyet yapma gibi davranışlar gözlemlediklerinde bir uzmana başvurmalıdır. Bu hastalık bireysel mücadeleyle atlatılamaz; psikiyatri, psikoloji ve beslenme uzmanlarının bir arada çalışması gerekir.

Nihal Candan’ın ardından

Nihal Candan’ın hayatını kaybetmesi, sadece bir bireyin kaybı değil, aynı zamanda bir toplumsal uyarı niteliği taşıyor. Bu hastalık gibi sessiz ilerleyen ve çoğu zaman göz ardı edilen hastalıkların ne kadar ölümcül olabileceğini hepimize bir kez daha gösterdi.

Onun trajedisi, belki de birçok gencin bu konuda farkındalık kazanmasına vesile olacaktır. Nihal Candan’ın adı artık sadece ekranlardaki enerjik görüntüsüyle değil, aynı zamanda bir farkındalık sembolü olarak da hatırlanacak.

Peki siz bu hastalık hakkında ne düşünüyorsunuz? Çevreniz de bu hastalığa yakalanan veya yakalanmaya yatkın olan insanlar var mı? Her şeyden önce sağlık gelir. Sağlığınıza dikkat etmezseniz, ne kadar popüler olursanız olun, ne kadar paranız olursa olsun hepsi boş. Sizlere sağlıklı mutlu günler dileriz.

Haberler

Leman Dergisi’nde Peygamber Karikatürü Krizi! Gözaltılar, Protestolar, “Yaşasın Şeriat” Sloganları

Published

on

Leman dergisi

Türkiye’de ifade özgürlüğü, mizah ve inanç çizgileri bir kez daha karşı karşıya geldi. Leman dergisi, Hz. Muhammed’e ait olduğu öne sürülen bir karikatür nedeniyle kamuoyunda büyük tepki topladı. “Dini değerleri alenen aşağılama” suçlamasıyla başlatılan soruşturmanın ardından derginin yazı işleri müdürü, müessese müdürü, çizer ve ilgili karikatürist gözaltına alındı. Olay, hem sanat camiasında hem de sokakta geniş yankı buldu.


Karikatür Ne İçeriyordu?

Söz konusu karikatür, Leman dergisinin 30 Haziran 2025 tarihli sayısında yer aldı. Görselin Hz. Muhammed’e ait olduğu yönünde sosyal medyada yorumlar yapılmasıyla birlikte infial oluştu. Karikatürde doğrudan bir isim geçmese de çizimin İslam peygamberine atfedildiği yönündeki iddialar büyük tepki çekti.


Leman Dergisi’nden Açıklama Geldi

Gözaltı kararının ardından Leman dergisi sosyal medya üzerinden yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, “Bize sürülen lekeyi kabul etmiyoruz. Zira Peygamber efendimizin tasviri yoktur. Biz de böyle bir görsele yer vermedik. Ortada açık bir yanlış anlaşılma vardır” ifadeleri kullanıldı.

Ayrıca dergi, söz konusu karikatürün “genel dini dogmalara ve fanatizme” karşı yapılmış bir hiciv olduğunu ve herhangi bir şahsı doğrudan hedef almadığını savundu.

Leman dergisi

Gözaltılar Sürerken Dergi Önünde Protesto

Olayın duyulmasının ardından İstanbul’daki Leman dergisi binası önünde kalabalık bir grup toplandı. Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde kalabalığın “Yaşasın şeriat” sloganları attığı, tekbir getirdiği ve toplu namaz kıldığı anlar dikkat çekti. Kolluk kuvvetleri olası bir taşkınlığı önlemek amacıyla binanın çevresinde yoğun güvenlik önlemi aldı.

Bazı protestocular, Leman dergisinin kapatılmasını isterken, kimileri ise “ifade özgürlüğüne ayar verilmesini” savundu. Dergiye destek vermek için gelen küçük bir grup ise sessizce tepkisini dile getirdi.


Gözaltına Alınan İsimler Kim?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Leman dergisinin yazı işleri müdürü, müessese müdürü, çizeri ve ilgili karikatürist gözaltına alındı. Savcılık, dergide yer alan karikatürün “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ile “dini değerleri alenen aşağılama” kapsamında değerlendirildiğini duyurdu.

Şüphelilerin emniyetteki işlemleri sürerken, avukatları konunun “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor. Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve bazı basın özgürlüğü örgütleri de gözaltı kararına tepki gösterdi.


Sosyal Medya İkiye Bölündü

Olay sosyal medyada da büyük bir tartışma yarattı. #Leman etiketi Twitter’da kısa sürede trend olurken, kullanıcılar ikiye bölündü. Bir grup, karikatürün İslam’ın kutsallarına hakaret içerdiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu savundu. Diğer grup ise mizahın ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Bazı gazeteciler ve sanatçılar ise konunun yargıya taşınmasından ziyade toplumsal diyalogla çözülmesi gerektiğini belirtti. TGC (Türkiye Gazeteciler Cemiyeti) de açıklama yaparak, “Basın özgürlüğü kadar, toplumun dini değerlerine saygı da demokrasinin gereğidir” ifadelerini kullandı.

Leman dergisi

Hukuki Süreç Nasıl İlerleyecek?

Uzman hukukçulara göre soruşturmanın gidişatı, karikatürün doğrudan Hz. Muhammed’i temsil edip etmediğine bağlı olarak değişebilir. Karikatürün yorumlanma biçimi, sanatçının amacı ve kamuoyundaki etkisi birlikte değerlendirilecek.

Bu tür davalarda Anayasa Mahkemesi ve AİHM kararlarının da referans alınabileceğini belirten anayasa hukukçuları, sürecin ifade özgürlüğü ile dini hassasiyetler arasında hassas bir denge gerektirdiğini ifade ediyor.

Türkiye’de Elektrikli Şarj İstasyonları: Firmalar, Fiyatlar ve Bölgesel Dağılım Rehberi 

Türkiye’de İlk Değil

Türkiye’de benzer tartışmalar geçmişte de yaşandı. Mizah dergileri Gırgır ve Penguen de benzer suçlamalarla karşı karşıya kalmış, zaman zaman yargılamalar olmuştu. Ancak Leman dergisi gibi köklü bir yayın organının bu denli ciddi bir soruşturmaya konu olması, olayın ciddiyetini artırıyor.


Editörün Notu: Hassas Dönem, Sakin Dil

Bu tarz olaylar, toplumun farklı kesimleri arasında kutuplaşmayı artırabiliyor. İnanç, ifade özgürlüğü ve sanat arasında çizilen çizgiler net değil ve çoğu zaman bireysel yorumlara açık. Bu sebeple gerek medyanın gerekse kamuoyunun olayları yorumlarken sağduyulu, bilgilendirici ve kutuplaştırmayan bir dil kullanması, toplumsal huzur açısından büyük önem taşıyor.


Sonuç olarak, Leman dergisi hakkında başlatılan soruşturma, Türkiye’de ifade özgürlüğü ve dini hassasiyetlerin sınırlarını bir kez daha gündeme taşıdı. Hem hukuki sürecin hem de kamuoyundaki tartışmaların nasıl şekilleneceği, önümüzdeki günlerde netleşecek gibi görünüyor.

Okumaya Devam Et

Teknoloji

Türkiye’de Elektrikli Şarj İstasyonları: Firmalar, Fiyatlar ve Bölgesel Dağılım Rehberi ⚡️

Published

on

Elektrikli araçların yaygınlaşmasıyla birlikte, elektrikli şarj istasyonları artık şehirlerimizin vazgeçilmez unsurlarından biri haline geldi. Türkiye’de AC ve DC şarj seçenekleriyle 150’den fazla firma hizmet veriyor. İşte başta ZES, Eşarj ve Trugo olmak üzere öne çıkan firmalar, güncel fiyat tarifeleri ve bölgesel altyapı detaylarıyla kapsamlı rehber:

🌍 Bölgesel Dağılım: Elektrikli Şarj İstasyonları Nerede?

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) verilerine göre, Türkiye’de yaklaşık 30.937 halihazırda kayıtlı elektrikli şarj istasyonları bulunuyor; 17.897 AC, 13.040 DC soket aktif ve hizmet veriyor. Bu altyapının yüzde 70’i şehir içinde, kalanlar ise şehirlerarası yollarda konumlandırılmış durumda.

Elektrikli Şarj İstasyonları

Elektrikli Şarj istasyonlarının yoğunlaştığı başlıca şehirler:

  • İstanbul: 3.045 istasyon = ülke genelinde en yoğun merkez
  • Ankara: 1.322 istasyon
  • İzmir: 537 istasyon
  • Antalya (786 adet) ve Bursa (594 ad.) gibi büyükşehirler de yoğun şarj altyapısına sahip
  • Yaz turizmi ile öne çıkan Muğla, Aydın gibi sahil kentlerinde istasyon sayısı hızla artıyor.
  • Karadeniz (Samsun, Trabzon) ve Doğu Anadolu (Erzurum, Van) gibi bölgelerde de altyapı gelişiyor .

TEM ve D-100 gibi şehirlerarası ana güzergâhlar boyunca da hızlı şarj istasyonlarına rastlamak mümkün.

TOGG T10F Özellikleri ve Satış Tarihi Belli Oldu: İşte Yeni Yerli Otomobilin Tüm Detayları

🔋 AC/DC Tarifeler: Firma ve Fiyat Karşılaştırması

FirmaAC (TL/kWh)DC (TL/kWh)
ZES8,9910,99–12,99
Eşarj8,9010,90–12,90
Trugo (Shell)8,4910,60–11,82
Multiforce4,20
Obisarj9,9012,99
Otopriz7,889,88–10,88
Shell Recharge11,9913,50–14,99
E4 Şarj7,509,50–10,90
Astor Şarj7,9910,99
Beefull8,9910,99–12,99
XŞarj8,909,50
RHG8,4010,60
Voltrun9,2910,49–12,49
  • En uygun AC tarifesi Multiforce’ta (4,20 TL/kWh)
  • En pahalı DC hızı Shell Recharge’da (~14,99 TL/kWh)

🏢 Öne Çıkan Firmalar

  • ZES: 81 ilde ve otoyol ağı boyunca 180 kW hızlı şarj noktalarıyla dikkat çekiyor .
  • Eşarj: Stellantis anlaşmalı 200+ istasyon ile yaygın ağ kuruyor.
  • Trugo: Shell istasyonlarında yaygın kullanım ve rekabetçi fiyat.
  • Otopriz: Ev kullanımına uygun düşük AC tarifesi sağlıyor.

🏁 Türkiye’deki Hedefler ve Gelişmeler

  • 2025 Şubat itibarıyla 177 firma lisanslı; aktif 149’u şarj ağı işletiyor.
  • Eylül 2024’te yaklaşık 208.000 EV bulunuyordu; araç başına ortalama 1.5 şarj noktası düşüyor .
  • TOGG ve diğer yerli yatırımlar, entegre altyapı gerektiriyor.
  • 2025 yılı itibarıyla sanayi destek programlarıyla hızlı şarj istasyonu kurulumları teşvik ediliyor.

💡 Şarj Maliyeti Düşürmenin Yolları

  • Ev şarjı ile gece tarifesi: 1-2 TL/kWh maliyet avantajı sağlar
  • Abonelik paketleri: %10–30 indirimler mümkün
  • Off-peak (düşük süreli) şarj: Promosyonlu zamanlar tercih edilmeli
  • Operatör karşılaştırması: Aynı rotada farklı tarifeleri değerlendirerek tasarruf yapılabilir

✅ Genel Değerlendirme

Türkiye’de elektrikli şarj istasyonları altyapısı hem şehir içi hem şehirlerarası yayılımda hızla büyüyor. AC tarifeler 4–12 TL/kWh; DC hızlı şarj ise 9–15 TL/kWh aralığında. İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya başı çekiyor. Sahil kentlerinde turizmle beraber altyapı artarken, iç ve doğu bölgelerde de yatırımlar sürüyor.

Türkiye’de Elektrikli Şarj İstasyonları: Firmalar, Fiyatlar ve Bölgesel Dağılım Rehberi ⚡️

Yatırım teşvikleri, TOGG gibi yerli hamleler ve güçlü özel sektör katılımı sayesinde önümüzdeki yıllarda istasyon sayısının 60.000’e ulaşması bekleniyor. Sürdürülebilir ulaşım için hem fiyat rekabeti hem erişilebilirlik artacak. Kusursuz bir elektrikli araç deneyimi için şehirler arası rota planlama, dinamik fiyat uyumu ve abonelik fırsatlarının değerlendirilmesi önerilir.

Elektrikli şarj istasyonlarının Türkiye genelinde bu denli hızlı yayılmasının arkasında yalnızca teknolojik gelişmeler değil, aynı zamanda kullanıcı alışkanlıklarındaki değişim de büyük rol oynuyor. Artık sürücüler sadece çevreci bir araç tercih etmekle kalmıyor; aynı zamanda erişilebilir şarj altyapısını da günlük yaşamlarının bir parçası haline getiriyor. Bu durum, market otoparklarından AVM’lere, belediye otoparklarından zincir akaryakıt istasyonlarına kadar çok sayıda lokasyonda yeni şarj noktalarının kurulmasına öncülük ediyor. Özellikle büyükşehirlerde artan trafik ve park yoğunluğu, hızlı şarj çözümlerine olan talebi katlıyor. Ayrıca turizm bölgelerinde yaz aylarında yaşanan yoğunluk da mobil uygulamalar üzerinden rezervasyonlu şarj sistemlerine olan ilgiyi artırmış durumda. Tüm bu etkenler bir araya geldiğinde, Türkiye’nin elektrikli mobilite vizyonunda şarj altyapısının artık sadece bir teknoloji değil, bir yaşam standardı haline geldiği net biçimde görülüyor.









Okumaya Devam Et

Spor

Beşiktaş’tan Avrupa’ya Gövde Gösterisi: David Jurasek Transferi Resmen Açıklandı!

Published

on

David Jurasek

2025-2026 sezonuna güçlü bir kadro ile girmek isteyen Beşiktaş, transferdeki sessizliğini bozdu. Siyah-beyazlılar, Avrupa kulüplerinin radarında olan genç yıldız David Jurasek ile anlaşarak, ilk ciddi hamlesini yaptı. Taraftarların büyük bir heyecanla beklediği sol bek transferi artık resmileşme aşamasında.

Arthur Masuaku’nun takımdan ayrılması sonrası savunma hattında önemli bir boşluk oluşmuştu. Bu eksikliği gidermek isteyen Beşiktaş yönetimi, Avrupa’da ciddi rağbet gören David Jurasek ile temaslarını hızlandırdı ve transfer savaşını kazandı. Oyuncunun Beşiktaş’ı tercih etmesi, camiada büyük sevinçle karşılandı.


David Jurasek Kimdir?

1999 doğumlu olan David Jurasek, Çekya’nın en yetenekli sol beklerinden biri olarak gösteriliyor. Futbol hayatına ülkesinde başlayan genç oyuncu, Slavia Prag’daki başarılı performansıyla dikkat çekti. Ardından Avrupa devlerinin ilgisini çeken oyuncu, Benfica’ya transfer oldu. Ancak gelişim sürecine katkı sağlamak adına geçtiğimiz sezonu Almanya Bundesliga takımı Hoffenheim’da kiralık olarak geçirdi.

22 maçta 3 asistlik performans ortaya koyan Jurasek, sahadaki enerjisi, hızlı çıkışları ve hücuma yaptığı katkılarla fark yarattı. Sol bek pozisyonunun yanı sıra zaman zaman sol kanatta da görev alabilen futbolcu, Beşiktaş’ın oyun anlayışına büyük uyum sağlayabilecek bir profil çiziyor.

David Jurasek

Transfer Detayları: Anlaşma Nasıl Sağlandı?

TRT Spor’un aktardığına göre, Beşiktaş ile Benfica arasında satın alma opsiyonlu kiralık bir anlaşma yapıldı. Oyuncunun hafta sonu İstanbul’a gelerek sağlık kontrollerinden geçmesi ve ardından sözleşmeyi imzalaması bekleniyor. Beşiktaş yönetimi bu hamleyle, yeni sezona güçlü bir mesaj vererek hem iç hem dış transferde iddialı olduklarını ortaya koydu.

Transferi dünya kamuoyuna duyuran kişi ise ünlü spor muhabiri Fabrizio Romano oldu. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “David Jurasek, Beşiktaş’la anlaştı. Oyuncu İtalya, Almanya ve Yunanistan’dan teklifler almasına rağmen tercihini Türkiye’den yana kullandı. Tüm belgeler hazırlandı,” ifadelerine yer verdi.


Taraftardan İlk Yorum: “Adriano Havası Var!”

Transferin duyulmasıyla birlikte siyah-beyazlı taraftarlar sosyal medyada adeta coştu. #Jurasek etiketi kısa sürede X (eski adıyla Twitter) gündeminde ilk sıralara yerleşti. Özellikle oyuncunun sol bekteki agresif stili ve ofansif özellikleri, taraftarları 2016’daki Adriano transferine götürdü. Bazı kullanıcılar “Yeni Adriano geliyor olabilir!” yorumları yaptı.

Beşiktaş taraftarı, genç futbolcudan sadece savunma değil, ileri uçta da etkin bir oyun bekliyor. Yeni teknik direktörün de Jurasek’i klasik bek görevinden fazlasıyla kullanmayı planladığı belirtiliyor.


Neden Beşiktaş’ı Seçti?

Avrupa’nın pek çok kulübü tarafından teklif alan David Jurasek’in Beşiktaş’ı tercih etmesinde birkaç temel neden öne çıkıyor:

  • Düzenli forma garantisi: Beşiktaş’ın kadrosunda doğrudan 11 oynayabileceği bir boşluk bulunuyor.
  • İstanbul faktörü: Hem coğrafi hem kültürel olarak cazip bir şehir olan İstanbul, genç oyuncuların tercih sebeplerinden biri.
  • Avrupa Kupaları: Beşiktaş’ın Avrupa’da mücadele edecek olması, vitrine çıkmak isteyen genç oyuncular için büyük bir avantaj.

Bu üç önemli faktör, Jurasek’in tercihini siyah-beyazlılardan yana yapmasında belirleyici oldu.

Sezen Aksu’dan Gönülleri Dağlayan Albüm: “Paşa Gönül Şarkıları” Yayınlandı!

Teknik Açıdan Neler Bekleniyor?

David Jurasek’in en önemli özelliği, savunmadan hücuma geçişte takıma sağladığı hız ve esneklik. Topla dripling yeteneği, oyun görüşü ve ceza sahasına doğru yaptığı bindirmeler, Beşiktaş’ın bu sezonki ofansif planlarında kilit rol oynayacak gibi görünüyor. Ayrıca duran toplardaki katkısı da göz ardı edilmemeli.

Savunma yönü zaman zaman sorgulansa da fiziksel dayanıklılığı ve pozisyon bilgisiyle bunu dengelemeyi başarıyor. Yeni sezonda hem yerli hem yabancı rakiplere karşı etkili bir sol bek performansı bekleniyor.

 David Jurasek

Beşiktaş Ne Mesaj Veriyor?

Bu transfer, Beşiktaş’ın yalnızca sezona değil, kulübün geleceğine dair de iddialı olduğunun bir göstergesi. Avrupa’dan talibi olan bir oyuncunun tercihini siyah-beyazlılardan yana yapması, kulübün cazibesinin hâlen güçlü olduğunu gösteriyor. Bu aynı zamanda yönetimin, sadece günü kurtaran değil, gelecek odaklı stratejik adımlar attığının da bir kanıtı olarak değerlendiriliyor.

Jurasek gibi genç ve potansiyelli bir oyuncunun kadroya katılması, Beşiktaş’ın sadece kısa vadede değil uzun vadeli hedeflerine de odaklandığını kanıtlıyor. Teknik ekip, Jurasek’i yeni sezonda hem lig hem de Avrupa müsabakalarında önemli bir rol oyuncusu olarak değerlendirmeyi planlıyor. Ayrıca takım içi rekabetin artmasıyla savunma hattında da daha istikrarlı ve dinamik bir yapı oluşturulması hedefleniyor.



Okumaya Devam Et

Trendler

Copyright © 2024 Pinek Medya.