Haberler

New York’ta Tarihi Zafer: Yahudi Nüfusun Yoğun Olduğu Eyalette İlk Kez Bir Müslüman Aday, Zohran Mandani Seçimi Kazandı

Paylaşıldı

on

Amerika’da Tarihi Bir Dönüm Noktası

ABD siyasetinde tarihi bir gelişme yaşandı.
Nüfusunun yaklaşık %21’i Yahudi olan New York’ta, eyalet tarihinin ilk Müslüman adayı Zohran Kwame Mamdani, yapılan son seçimlerde büyük bir zafer elde etti.
Mandani’nin seçilmesi yalnızca New York açısından değil, ABD siyasetinde azınlık temsili açısından da dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.

Üstelik bu zafer, Donald Trump’ın yeniden başkanlığa aday olduğu, kutuplaşmanın yüksek olduğu bir dönemde geldi.
Zohran Mandani, seçim gecesi yaptığı konuşmada Trump’a doğrudan seslendi:

“Beni izlediğini biliyorum, o yüzden sesi aç! Biz buradayız, bu ülke sadece sana ait değil!”

Bu sözleri, sadece New York’ta değil, tüm Amerika’da yankı uyandırdı.

Zohran Mandani Kimdir?

1989 doğumlu Zohran Kwame Mamdani, aslen Ugandalı ve Hint kökenli bir Müslüman ailenin çocuğu.
Babası tanınmış akademisyen Mahmood Mamdani, annesi ise yazar Miranda Harris.
Ailesi, 1990’lı yıllarda Amerika’ya göç ettikten sonra New York’un Queens bölgesine yerleşti.
Mandani, küçük yaşlardan itibaren çok kültürlü bir ortamda büyüdü ve özellikle ırkçılık, gelir eşitsizliği ve göçmen hakları konularında duyarlılık geliştirdi.

Columbia Üniversitesi’nde siyaset bilimi eğitimi alan Mandani, ardından sosyal adalet hareketleri içinde aktif rol aldı.
2020 yılında ilk kez New York Eyalet Meclisi’ne aday olarak girdi ve genç seçmenlerin desteğiyle dikkat çekti.
Ancak bu yılki seçim, onun siyasi kariyerinde bir dönüm noktası oldu:
New York’un Astoria bölgesinden aldığı oylarla, tarihinde ilk kez bir Müslüman aday eyalet düzeyinde zafer kazandı.

Nüfusunun %21’i Yahudi Olan New York’ta Bir İlk

New York, Amerika’nın en kozmopolit şehirlerinden biri olmasına rağmen, Yahudi nüfusu en yüksek şehir konumunda.
Yaklaşık 1,9 milyon Yahudi, şehir nüfusunun beşte birini oluşturuyor.
Bu nedenle, tarih boyunca Yahudi lobisi ve toplulukları şehir siyasetinde büyük bir etkiye sahipti.

Ancak Zohran Mandani’nin başarısı, farklı inançlardan insanların bir arada yaşayabildiği demokratik temsiliyetin güçlü bir göstergesi oldu.
Seçmenlerin büyük bir kısmı, Mandani’nin dininden ziyade politik duruşuna, toplumsal adalet vurgusuna ve kapsayıcı vizyonuna odaklandı.

Bu yönüyle Mandani’nin zaferi, yalnızca dini bir kimliğin ötesinde, farklılıkların bir arada kazanabileceği bir demokrasi modelinin simgesi olarak görülüyor.

Kampanyasının Merkezinde Ne Vardı?

Mandani, seçim kampanyasını “Birlik, Eşitlik ve Cesaret” temasıyla yürüttü.
Kampanya süresince en çok vurguladığı konular arasında:

  • Gelir eşitsizliğinin azaltılması
  • Kiracı haklarının güçlendirilmesi
  • Göçmen ailelerin korunması
  • Polis reformu
  • Filistin’de barış ve insan haklarına destek

yer aldı.

Mandani’nin özellikle genç seçmenlerle kurduğu bağ, onu diğer adaylardan ayırdı.
Sosyal medyayı aktif kullandı, “TikTok ve X (eski Twitter)” üzerinden yaptığı canlı yayınlarla gençlere seslendi.
Katılımcı bir kampanya yürütmesi sayesinde farklı etnik kökenlerden seçmenleri bir araya getirdi.

Trump’a Doğrudan Mesaj: “Sesi Aç!”

Seçim gecesi yaptığı konuşmada Mandani, ABD’nin eski başkanı Donald Trump’a açık bir mesaj verdi:

“Beni izlediğini biliyorum, o yüzden sesi aç! Biz buradayız, bu ülke sadece sana ait değil. Göçmenler, Müslümanlar, Latinler, siyahlar… Hepsi bu ülkenin parçası!”

Bu çıkışı, sosyal medyada kısa sürede viral oldu.
Mandani’nin sözleri, özellikle genç seçmenler arasında cesaret ve özgüven sembolü olarak paylaşıldı.
Birçok yorumcu, bu konuşmayı “yeni kuşağın politik manifestosu” olarak değerlendirdi.

New York’ta Değişen Siyasi Dengeler

Zohran Mandani’nin seçilmesi, New York siyasetinde uzun süredir görülmeyen bir değişimi temsil ediyor.
Geleneksel olarak Demokrat Parti’nin kalesi olarak bilinen şehirde, son yıllarda ilerici kanadın etkisi artıyor.
Mandani, bu yeni dalganın en güçlü temsilcilerinden biri.

AOC (Alexandria Ocasio-Cortez) gibi genç ve reformcu siyasetçilerle aynı çizgide duran Mandani,
parti içinde daha sosyal demokrat bir vizyonun yükselmesine katkı sağlıyor.

New York Times, onun zaferini şöyle yorumladı:

“Bu seçim sadece bir bireyin başarısı değil, Amerika’da değişen kimliklerin ortak sesi.”

Yahudi Toplumunun Tepkisi

Seçim sonrası Yahudi toplumu içinde farklı tepkiler oluştu.
Bazı cemaat liderleri Mandani’nin kazanmasını “demokratik olgunluğun göstergesi” olarak değerlendirirken,
bazı muhafazakâr kesimler ise onun Filistin’e verdiği destek nedeniyle endişe duyduklarını dile getirdi.

Buna rağmen Mandani, seçimden sonra yaptığı açıklamada,

“Ben herkesin temsilcisiyim. İnancı, kökeni veya görüşü ne olursa olsun, tüm New York halkı için çalışacağım.”
dedi.

Bu mesaj, toplumun farklı kesimlerinden olumlu yankı buldu.

Amerika’da Müslüman Temsili Artıyor

Mandani’nin başarısı, ABD’deki Müslüman siyasetçilerin yükselişinin bir parçası olarak görülüyor.
Ilhan Omar ve Rashida Tlaib gibi isimlerle başlayan bu değişim, son yıllarda eyalet düzeyine kadar yayıldı.

Amerika’da şu anda aktif görevde bulunan yaklaşık 70 Müslüman siyasetçi bulunuyor.
Bu sayı 2016’da yalnızca 15’ti.
Yani 10 yıl içinde Müslümanların politik temsili beş kat arttı.

Bu değişim, hem Müslüman toplumların siyasete katılımını hem de ABD’nin çeşitlilik anlayışını güçlendiriyor.

Filistin Mesajı

Mandani, kampanya döneminde Filistin halkına verdiği destekle de dikkat çekti.
New York’ta düzenlenen “Gazze’ye Özgürlük Yürüyüşü”ne katılan nadir siyasetçilerden biri oldu.
Seçim sonrası yaptığı konuşmada da,

“Filistin’de adalet olmadan dünyada barış olmaz.”
ifadelerini kullandı.

Bu sözler, hem destek hem de eleştiri topladı.
Ancak Mandani, bu duruşuyla insan haklarını savunma konusundaki kararlılığını ortaya koydu.

Amerika’nın Yeni Yüzü

Zohran Mandani’nin zaferi, Amerika’nın değişen yüzünü gösteriyor.
Bir zamanlar göçmen kimliği nedeniyle siyasette geri planda kalan topluluklar, artık kendi temsilcilerini seçiyor.
Mandani, bu değişimin sembolü haline geldi.

Sadece dini kimliğiyle değil, adalet, eşitlik ve dayanışma mesajlarıyla ön plana çıkması, onu klasik politikacılardan ayırıyor.
New York’ta başlayan bu değişim dalgası, önümüzdeki yıllarda diğer eyaletlere de yayılabilir.

ÖTV’siz Araç Limiti Artıyor! 2026’da Yeni Üst Sınır 2 Milyon 874 Bin TL Oldu

Sonuç: Yeni Bir Umut Hikayesi

New York gibi dinamik bir şehirde bir Müslüman adayın zaferi,
Amerikan demokrasisinin hâlâ çoğulculuğa açık olduğunu kanıtladı.
Zohran Mandani’nin başarısı, farklı kimliklerin bir arada var olabileceği bir geleceğe dair umut veriyor.

Seçimden sonra sosyal medyada dolaşan bir cümle her şeyi özetliyor:

“Zohran kazandı, ama aslında kazanan Amerika’nın çeşitliliği oldu.”

Trendler

Exit mobile version