Kültür-Sanat

Atatürk ve Latife Hanım Neden Boşandı? Tarihî Anılarla Anlatılıyor

Published

on

Cumhuriyet tarihinin en çok merak edilen özel meselelerinden biri olan Atatürk ve Latife Hanım’ın boşanması, yıllarca sır gibi saklandı. Ancak yakın çevresinde yer alan isimlerin hatıraları, bu önemli olayın perde arkasını gözler önüne seriyor. Olayın merkezinde ise dönemin tanıklarından Kılıç Ali ve Hasan Rıza Soyak var. Yazdıkları anılar, Mustafa Kemal Atatürk’ün bu ayrılığı nasıl yaşadığını ve hangi gerekçelerle karar aldığını gösteriyor.


🔥 Bir Gece Yarısı: “Bu Evi Yakacağım!”

Kılıç Ali’nin hatıralarında aktardığına göre, bir gece yarısı telefon çaldı. Arayan Yaver Muzaffer’di. “Gazi sizi emrediyor,” dedi. Hemen harekete geçen Kılıç Ali, yolda Salih Bozok ile karşılaştı. O da Köşk’e çağrılmıştı. İkili birlikte Atatürk’ün odasına girdiğinde, Gazi’nin yüzü kıpkırmızıydı. Elbiseleriyle kanepenin üzerine uzanmış haldeydi. O anın ağırlığını Gazi’nin şu sözleri ortaya koydu:

“Bu evden kaçayım… Yoksa gaz döküp bu evi yakacağım!”

Bu dramatik çıkış, yaşanan tartışmanın şiddetini açıkça ortaya koyuyordu. Salih Bozok, hemen Gazi’nin kravatını gevşetti, gömleğinin yaka düğmesini çözdü. Atatürk, o gece yaşananları anlattı. Yemekten sonra bahçede biraz hava almak için çıktığını, ancak Latife Hanım’ın balkona çıkarak yüksek sesle ve alaycı biçimde neden yatmadığını sorduğunu, çevredeki muhafızların ve görevli erlerin önünde küçük düşürücü sözler sarf ettiğini belirtti.


🚗 “Biraz Hava Alayım…”

Bu anlatımın ardından Gazi, bir süre yalnız kalmak istediğini söyledi. Başyaver Rusuhi’yi yanına aldı, otomobiline binerek Çankaya Köşkü’nden ayrıldı. O gece sabaha kadar dönmedi. Bu, aslında ayrılığın başlangıcıydı.


✉️ Hasan Rıza Soyak: “Latife Hanım’a Bir Mektup Yazdı”

Atatürk’ün yakın çalışma arkadaşı olan Hasan Rıza Soyak, olayın devamını şu şekilde anlatıyor: Gazi, o gece Çankaya Köşkü’nü terk ederek istasyon yakınlarındaki özel kalem binasına geçti. Sessizce çalışma odasına oturdu. Durumu açıklamaktan kaçınıyor, ancak beden dili ve sözlerinden boşanma kararını kesin olarak verdiği anlaşılıyordu.

Orada, Latife Hanım’a kısa ama anlamlı bir mektup yazdı. Mektupta, Latife Hanım’ın bir süreliğine İzmir’e giderek istirahat etmesini nazik bir dille tavsiye etti. Ertesi sabah Atatürk, küçük bir özel trenle Sivas istikametine doğru yola çıktı. Yanında yalnızca en güvendiği isimler vardı: Nuri, Recep Zühtü, Rusuhi ve Hasan Rıza Soyak.


🛤️ Latife Hanım İzmir’e Döndü, Evrak İzmir’e Gönderildi

Bir gün sonra Latife Hanım da İzmir’e hareket etti. O andan itibaren yollar ayrıldı. Atatürk, boşanma evraklarının hazırlanmasını istedi ve belgeler, Latife Hanım’a ulaştırılmak üzere İzmir’e gönderildi. Böylece evlilik resmen sona erdi. Bu süreçte ne kamuoyuna ne de basına herhangi bir açıklama yapılmadı. Ayrılık süreci sessizce tamamlandı.


🤐 Neden Sessiz Kalındı?

Atatürk’ün böylesine önemli bir özel kararı kamuoyuna açıkça duyurmaması, onun özel hayatla devlet işlerini kesin çizgilerle ayırmasından kaynaklanıyordu. Kendi iç dünyasında büyük fırtınalar yaşasa da, halkın gözünde yalnızca “Cumhurbaşkanı Atatürk” olarak görünmek istiyordu. Boşanma sürecinde bile devletin itibarını ön planda tuttu.

Güzide Duran ve Fikret Orman Aşkı Magazin Gündeminde! Boşanma Aşamasındaki Eşi Adnan Aksoy’dan Zehir Zemberek Açıklamalar: “Bu Şahıs Hâlâ Soyadımı Taşıyor!”

👩 Latife Hanım Kimdir?

Latife Uşşaki, 1900 yılında İzmir’de dünyaya geldi. Hukuk eğitimi alan ve Avrupa’da yetişmiş kültürlü bir kadındı. 1923 yılında Atatürk ile evlendi. Modern Türk kadını profiliyle yeni kurulan Cumhuriyet’in simgelerinden biri haline geldi. Ancak evlilikleri yalnızca 2 yıl sürdü.


👤 Atatürk ve Latife Hanım İlişkisi Neden Yürümemişti?

Pek çok tarihçiye göre, Atatürk ve Latife hanım farklı karakterler, yoğun devlet işleri ve özel hayattaki anlaşmazlıklar bu evliliği sürdürülemez hale getirdi. Latife Hanım’ın zaman zaman aşırı kontrolcü ve sorgulayıcı tavırları, Atatürk gibi özgürlüğüne düşkün bir liderle çatışıyordu. Gazi’nin çevresindeki birçok dostu da bu gerilimi fark etmişti.


📌 Sonuç: Cumhuriyet’in Kurucusu da İnsandı

Bu olay, Mustafa Kemal Atatürk’ün devlet adamlığının yanında, duyguları olan bir insan olduğunu da bize hatırlatıyor. Atatürk ve Latife Hanım evliliği, Cumhuriyet tarihine sadece siyaset değil, duygusal yönleriyle de kazınmış özel bir hikâye olarak yerini aldı. Atatürk ve Latife Hanım’ın hikayesi hakkında siz ne düşünüyorsunuz?

Trendler

Exit mobile version